0024. Butimar'ın ÖldüğüYer I Dünyada O ...

Gürkal Gençay
85

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

0024. Butimar'ın ÖldüğüYer I Dünyada Okunacak En İyi Kitap; Anne

(yitip giden annemin toprağıdır, “vatan” toprağım./ o yüzden, sesim gür çıksa da yüzüm yıkıktır. / o yüzden kara, kuru ve de kavruğum / ve haymatlos’um o yüzden! ! !)

hayvanların sadık ve hüzünlü bekleyişinde
öldü Procris;
anne de...
ve biz uyandık uykudan
ve yüzyüzeydik artık
bir hasır şapkanın yüzümüze düşürdüğü gölgenin
sancılı gerçeğiyle.
Cosimo’nun ve anne’nin
kaç acıdan doğma gülüşü
bağlandı çene altından,
bir delikli taş ağırlığınca sızdı dişlerimizden suskunluğumuz.
ve açıldı çilehane kapıları,
ve kendi yansımasını buldu
kartal kanadında yaptığımız dönüşsüz yolculuğumuz.
soyundu gökkuşağı renklerinden,
güneş ışığından,
deniz köpüklü dalgasından,
şarkılar notasından,
soyundu;
kokusundan bütün çiçekler.
bir topal telaşla geçti sokağından hüznün;
“en iyi kitap”ı anlatan çığırtkan müvezziler...

yüzünü istedi toprak,
açtı bağrını kavgaya
yarılan toprağa doldu Procris
ve kefenlendi birer birer
gökkuşağı
güneş
deniz,
şarkılar,
ve çiçekler;
dağ-dere-tepe
ve ada,
kefenlendi en sevecen hali ile
yarılan toprağa dolan ana! ..


kalp krizi yağdı
kanserli bulutlardan tarlalara.
ve anne yağdı,
Hacı Bektaş kucağında sevişen kurda kuzuya.
ve biz yakamoz dilendik
Aydan,
soluğa anlam katan kavgaya şavk dilendik.
yoksa,bize lazım olan beklemek miydi?
“dünyada okunacak en iyi kitap” için
değilse
hangi kavga güzeldir ki?

Gürkal Gençay
03.Ekim.2004.Pazar
Deniz Köşkleri - İstanbul

İşbu Şiir Şairinin Adına Kayıtlıdır. Kayıt Tescil No: 474608125672
*************************************************************************

(Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim; Annemdir... ''Abraham Lıncoln'')

Gürkal Gençay
Kayıt Tarihi : 10.6.2006 21:12:00
Hikayesi:


Kanser illetinden yitirdim annemi... Annemi son yolcululuğunda hiç yalnız bırakmamıştım ben de... Bütün evlatlar gibi... Ameliyat masasından kalkamamıştı... Ellerimle aldım ameliyathane kapısında... Sedyeye koydum... Morga indirdim... Ve o sürgülü buzdolabına ellerimle yerleştirdim... Yıkanacağı yere götürdüm ertesi gün... Saçlarını okşadım... Bir tutam saçını kestim... O güzel saçlarından... Daha yıkanmadan... Kokusu kalsın diye... Tabutunu sırtımda taşıdım... Çukura ellerimle yerleştirdim... Sarıldım, öptüm, öptüm, öptüm... İstedim ki o çukurda toprakları ikimizin üstüne atsın insanlar... ...Ve öyle de oldu...

Gürkal Gençay