(yoksulun hâkir sofrasına bolluksun; ki dünyanın garib-î gurébası ömrünce taam'eylese eksilmez bereketin, /açı-açığı, şefaâtiyle saran bahr û dérya, / hastayı-gamlıyı, yek nefesiyle ihyâ edensin, / öyle uludur ki gövden; bin kervan yıllarca gölgen altından geçse, sâye'si hiç bitmeyen sidre-i münteha suretisin. /bir yoksul derviş'im. / bezm û nûş'iylerim hayâlinle; /ey! sevgili; /bir sen var ki bende, benden içre; / kitab-ı kutsalım, /dinim, imânım; ibadetimsin.)
tanrılardan ateşi çal diyorsun...
perdeleri örtük pencerene,
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…