Gitti dayı, geldi dayı...
Ne var ise bu dayıda?
Hepsi olmuş kabadayı,
Hem de amma çok sayıda!
Ustasından biraz kısa!
Görünmüyor, örtmüş masa...
Bir görseniz sanki Musa;
Ondan kapmış asayı da...
Dedikleri dedik ya hep!
Edep yahu, illa edep!
Bilmiyorlar hiç müktesep,
Takan yok ki yasayı da...
Saçımızı yoldurdular,
Benzimizi soldurdular!
Kutuları doldurdular,
Boşalttılar kasayı da...
Geçilmiyor tafralardan!
Doldu her yer safralardan...
Emek dolu sofralardan,
Kaptılar tüm parsayı da...
İçip Zemzem pınarından,
Yırttılar tamu narından...
Ab-ı Kevser kenarından,
Kapattılar arsayı da...
"Yok ötesi, yok berisi!
Ne ölüsü, ne dirisi...
Kavramadı hiç birisi;
Hisseyi de, kıssayı da..."
Antalya-2014/09
TDK:
tasa: kaygı, endişe, gam, tedirginlik...
asa: güç sembolü değnek, baston...
müktesep: kazanılmış, edinilmiş...
kıssa: ders alınması gereken kısa hikayeler...
tamu: cehennem...
Kayıt Tarihi : 18.9.2014 12:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Görüşürüz elbet bir gün, Bu alemden olup sürgün Başlayınca esas sorgun, Kaldırırız tasayı da...
![Halil Şakir Taşçıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/09/18/0002-musa-nin-asasi.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)