Bilmem ki kaç dönem çöpe atıldı!
Boşa gelip geçti günler birader...
Ecdadımdan ne kalmışsa satıldı;
İşsiz kaldı kaç yüz binler birader...
Dere yatağına konmuş evleri!
Heyelanla dolu bütün şevleri...
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Hemen hepimiz yediğimiz içtiğimizden şikayet eder dururuz,
nerede o eski bayramlar der gibi.
Aslında öngörü ya da geleceğe dönük hiç bir aklıselim
plan ve projemiz mi yok nedir. El alemin Amerika'sı 60
yıllık plan yapıyor, adım adım hayata geçiriyor.
Bir de bize bakın, birbirimizi yemekten gelecek için
bir şeyler yapmaya vakit ayıramıyoruz.
Ben çocukken, tarlada yetişen sebzelerden en iyilerini
iyice olgunlaşana dek dalında bırakırdı rahmetli annem.
O bitki çeşidi her ne ise, tohumunu alıp bez torbalar içerisinde
evin en serin köşesinde ertesi yıla kadar bekletirdi, hatta
yıllar öncesinden kalmış tohumlar bulmak bile mümkündü.
Maydonozuna soğanına varana dek. Nasıl bir lezzetti o.
Sebzenin kokusu yeterdi insanı doyurmaya...
Geçtim sebze ve meyveden, dışarıdan gelen Afrika menekşesi
bile bir kere çiçek açıyor o da çiçekçiden aldığınızda, sonra
pancar yaprağı gibi, ha babam yapraklar açıyor.
Bir de eskiden yani ben ilkokulda okurken 'Yerli malı ye,
yerli malı kullan' diye bir söz ve yerli malı haftası vardı..
O gün geldiğinde, adeta bayram ederdik çoluk, çocuk.
Evde bulunan kuruyemiş ve fıstık-buğday gibi ürünler
kavrulup, yerli malı haftası kutlamalarında okulda tüketirdik.
Ben ilkokulda, hatta ortaokulda kabakulak olduğum ana kadar
h,ç hasta olduğumu hatırlamam. Hatta babamın istisnasız her gün
aldığı aspirini bile yererdim. İçemezdim de üstelik, kazara bir diş
ağrısı filan olsa.
Yani ne bileyim, %55-60'ı tarım arazisi olan ülkemizde bu kadar
verimli topraklarımız varken, neden doğal yetişmiş bir domatese
soğana hasretiz...
Ne bileyim ben kimin hatası, ya da ne hata ettik, kimin ahını aldık...
Sizleri bilmem ama ben bundan elli yıl önceki ülkemi ve insanlarını çok arıyor,
çok özlüyorum...Abi ben gene roman yazdım galiba...
Sürç-i lisan etti isek affola...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta