Bizim yöremizdeki dağlar şehre uzaktır,
Sırf o yüzden halkımız hiç sevmez yokuşları!
Köyümüzün yakıtı; ineklerden, tezektir!
Boşa değil her kışın hep dudak büküşleri...
Derenin kenarında, salkım söğütler olur...
Söğütlerin dalları su içinde kaybolur!
Kızlar derede çimmez, bilirler ki aybolur
Ondandır saçlarını, gerdana döküşleri...
Kızlar, eller kınalı, keçileri sağarlar;
Köme köçek cümlesi bir çadıra sığarlar!
Sabah hamur yoğurup yufkaları yığarlar,
Yorgunluktan olmalı hep o iç çekişleri...
Kış geçince göçerler yaylalara çıkarlar;
Çoluk, çocuk, kız-kızan keçilere bakarlar...
Pınarlarda konuşur yaşı gelmiş bekarlar,
Sevgi göstermek için o türkü yakışları...
Kara keçilerinin örerler kıllarını...
Geçim kaygısı zorlar, olan akıllarını!
Geçirirler hayatın çileli yıllarını;
Doldururlar sandığa, nice nakışlarını...
Dağlar çırılçıplaktır, yoktur bitki örtüsü!
Kartal ve yılan olur, olmaz böcü börtüsü...
Baharda seller gelir, çöker suyun tortusu;
Çamuru aşmak zordur, ondan boş bakışları...
Sarar evin babası, tabakadan bir tütün...
Dağıttığını sanır dertlerini büsbütün!
Geliri kurbanların, peynirlerin ve sütün;
Yoktur onların başka ayrı bir ek işleri...
Karaman-2015/09
Halil Şakir TaşçıoğluKayıt Tarihi : 20.9.2015 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!