Aslına rücu eder, evrende her ne varsa...
Alemin düzeni bu, her şey başa dönüyor!
Topraktan gelenlerin, gittiği aynı yerse;
Sanmayın ki dünyada bir şey boşa dönüyor...
Boşa giden bir şey yok, her şeyin manası var!
Meleklerin Kabe'si, şeytanın Mina'sı var...
Bütün mükevvenatın, bir Hamd-ü Sena'sı var!
Taşlar çamur oluyor, çamur taşa dönüyor...
Boşa değil yağmurun bulutlardan düşmesi!
O düşen damlaların toprağa üşüşmesi...
Dünyaya hayat veren o suların çeşmesi;
Yağmur buhar oluyor, bulut yaşa dönüyor...
Dünya denen bu alem, güneşin metafında...
Dört mevsim, gece, gündüz oluyor tavafında;
Durmaz döner yıllardır, o nurun etrafında!
Karanlıklar ışıyor, yazlar kışa dönüyor...
Canlar doğup büyüyor, oluyor ana, baba!
Yol aldıkça benziyor, o geldiği türaba...
Hayat denen frensiz, geçip giden araba;
Bir görünüp kaybolan, aynen kuşa dönüyor...
Bunlar benim tespitim, dünyanın hali böyle...
Haram, helal, kursağı doldurmak var mı öyle?
Öksüz, yetim, kul hakkı, Allah'ım yardım eyle;
Aslını inkar eden her gün köşe dönüyor...
Antalya-2016/03
OSMANLICA-TÜRKÇE:
Hamd Ü Sena: Allah'a hamd ve isimleriyle methetmek.
Mükevvenat: Yapılmış ve yaratılmışlar, bütün mahlukat.
Metaf: Tavaf edecek (dönülecek) yer...
Kayıt Tarihi : 27.3.2016 22:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!