Dünyanın ilk yağışları, gökten yere inerken...
Memba olmuş Toroslarda, tüm kente hayat vermiş!
Yaşam süren tüm mahlukat, susuzluktan yanarken;
Yaratan sağ elin sürmüş, ne güzellikler sermiş...
Beş bin sene önce bu köy, yerleşime açılmış...
Tanrısıyla, kralıyla, özenerek seçilmiş!
Toroslardan koşar adım, pınardan su içilmiş;
Asırlarca Hitit kavmi, bu sularda soy sürmüş...
Bir anıtta buluşmuşlar, mor üzümle başaklar...
Hep merakla izlemişler, sonra gelen kuşaklar!
Önde tanrı, yanda kral, iyi bakın uşaklar;
Bu pınarlar binlerce yıl, her an bunları görmüş...
Varsa bir tek menfi yanı, çırılçıplak dağları...
Onu unutturan elbet, bol mor üzüm bağları!
Yaşanası yapmış bağlar, Hititlere çağları;
Warpalavas elleriyle, altın başaklar dermiş...
Okuyanlar sanır her şey, aynı hamam, aynı tas!
Tanrının belinde üzüm, onun adı Tarhundas...
Bereketler diliyorken, hükümdar Warpalavas;
Tanrısından ağız tadı, hem de bolluk istermiş...
Nerede bir pınar görsem, köyüm gelir aklıma!
Bir rahatlık ve bin huzur, yerleşir yüz şeklime...
Ben bu kenti hiç değişmem, arzda yedi iklime;
Niceleri gelmiş, geçmiş, hepsi murada ermiş...
Ereğli-2016/09
Halil Şakir TaşçıoğluKayıt Tarihi : 21.9.2016 14:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ben hâkim ve kahraman Tuvana kralı Warpalawas: sarayda bir prens iken bu asmaları diktim. Tanrı Tarhundas onlara bereket versin...M.Ö. 1200-800
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!