00 Asuman’a Postgüzelleme: 00059

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

00 Asuman’a Postgüzelleme: 00059

2055’e Tarihtir Düştüğüm Şiir

X/:
Dinle beni Asuman...
Aman ha!
İdi ay mavi kısrak...
Biz ağlayarak dizgin kasmadaydık,
Sen ise harika bir devinimle masal aleminde...
Tesellimiz incecikti, aşkı aşkın zilaka...
Yani ha kesildi... Ha kesilecekti ya sevdaengiz kız zülal,
Ve akan akana bizi derinlere bağlayan bir kadim pınar,
Mavi nar, kendi masalında azami ağlamadaydı...
Ağustosta eksi beş, + 5 idi zemherinin bağrında
Senin ayarında el kızları, elleri salyangoz hormonu,
Dillerinde iğreti bir gülbe şeker zelleti
Bunu tarihi Celayir ha yazdı ha yazacaktı orta İsa devrinde,
Bizim, ikimizin o an acımtırak ellerimizde bir parça yürek,
Ki kız, yüreğimizi onun isiyle sırlayacaktık ya ömrü yani hani,
Aynı anda diğer buuta yol veren o kozmik butonu....
Açıl uzay açıl! naralarına inat, Cebel -i Haramide
Bekle geliyor, Ali Babalar haramistanında Yozgat Ağırlaması,
XMen ve ben yani ey Asuman, bilmem ki ne desem?
Bilememeden gözümün bitevi ağlaması...
Aslınca sevememeden...
Gül memeden sağılırken mor dudağıma mavi süt...
Senin yanında sevda ne ki, bi kıymıkçık püsküvüt...
***
Ayan beyan aklımda, saklı unuttuklarım,
Dört yokun çatındaydık ya hani, yapıldak yayan!
Bir izan, iki ısırgan, üç ayan ve dört beyan...
Hatırlasana kız; ayan beyan, sevdamızın çatı katındaydık ya,
Mor kadifeden atlarımız motorin kokulu egzos soluyordu.
Durmuştuk Xmen ve ben subuti bir durakta,
Nah böyle, ereksi bir mıh gibi oluyordu zanalamamız.
Acımtırak yanımız lacivert üzerine parlament çizgili ve alaz alazlıydı,
Yöremizdeki mekanın dibiyse asgari iki bin namlu ağzı sayılırdı,
Ya da Kazvinli bir zamanın anlı şanlı jandarmasıydı an.
Aldırmasaydı ya an be an; o umursuz, yaman ve muhakkik Xmen,
Ben ki bir zamantik mismardım en kavi metallerden alimallah!
Umarsız galiba biraz da çaresiz daldıracaktım divitimi,
Evrenin hokkasına vallah “iki, bir” dedirmeden,
Soluk soluğa tezişime rağmen kırklar katarına ermeden,
Yetmişler musallasına kondurulacaktım AmetYozgati'ylen,
Haydi yallah ya haci! Başlar yolculuk en şanlı mersiyeylen...
Xx/:
Dinle beni Asuman...
Vakitlerden akrebi, mekanlardan bedevi idik ya hani,
Yani belki de bir Merihliye düşmandık ikimiz de bilmeden.
Ya da Siriyuslu vücudfürüş bir fahişeye vurulacaktık.
Tık tık tık... düşecekti kanlıkatil horozların kınalı ibikleri.
Oysa o bir alüfte idi... Bilmeyen nah böyle ola!
Ben ve Xmen ise say ki kolkola, bir mezhere idik mavi yazgıda.
Ayazdaydık ağustosun on altı, on bit yanıyken takvim,
Eyi mi ettik, bindik eksoz kokulu bir ata neticede, o at ki...
Galiba İskoç malı, civatası kırık, zilli bir paslı Vabis idi.
Kilidi bizdeydi ya sanrılar içinde devinen acar alemin,
Gerisi vız gelir, tırıs giderdi...
Yandaşın Yozgatlı Amet, ne eder ederdi!
***
İnan ki vallaha delimsiyan kız,
Bir bir hatırımda Tarih-i Zebercetinin çivi yazıları...
Kavlimizdi hani ya, çiçekler ekecektik ayın arka yüzüne
Kendi yüzümüze ise dırahşan aynalar tutup karanlıklarda,
Bakıp bakıp alimane bir filozofi illetiyle saatlerce,
Bereketli bir köy pınarı misali ağlayacaktık yani sufice.
Kıskıvrak kantarmalayacak evrenin besili atlarını,
Kalçalarını elif ile dağlayacaktık,
Musullarına be doğrayacaktık tepeleme...
Elleme kız Asu, küheylanlarını pirimin,
Durup durup kırarmış saman katma lamelif yemlerine...
Y/:
Demem o ki dur kız zilli!
Dur ve dinle beni Asuman...
Burada yazdığım turna gözü odağında vav değil,
Belki teselli niyetinedir artakalan aşkımız, ye işte.
Bilmeden biz, ikimiz eski bir Colombia artığına vurulmuşuz belki de.
Aynelyakın gümüş sıvatlı eyerler vurup gökmengotlara,
Cermenia’ya kurşuni mühürlü kargolarda sır gibi,
Ölü şiirler taşıyacaktık ya zaman içre meteorlara.
Oysa öyle mi şimdi? ... İşte önümüzde,
Atlarımızın arızalı bakırdan karbüratörleri,
Ve kemrilmiş metel yogunu volan dişlilerini de saymayalım hadi...
Oysa her bir karadinli arızayı morg menüsünde ölüden sayan,
Bakarperest soylu Saxon diktatörleridir sanırım,
Bizimle mazlum tarih arasına harlı hendek kazıp,
Cehennemî sıcağıyla Satürnün, mil çeken gözümüze,
Her sözümüze sakıncalıdır mührü vuran kançılaryanın,
(Yok ananın!) diyesi gelir ya insanın,
İşte her yanın şimdi öyle sayılır.
Şiirdir, önü ardı belli omaz,
Hangi bentte ölür,
hangi beyitte ayılır...
Yy/:
Dinle beni Asuman...
Al sana ezeli bir sır sarmalı daha...
Ayın bize küskün arka yüzüne berkarar
Çağlar boyu nifak eken karkınç Hibor’dur.
Budur, şudur diyemem ben de valla,
Asla, o vahşi ve zulumat şahı Hiboryan için.
Onun cemaziyelevveline gelince ve senin derdin buysa,
Ahan da yazıyorum buraya, onu bilen sadece Xmen’dir.
Bilir ama söylemez ağzı mühürlü hain...
Daha da koyusu hakaretin, İblis-i Lain!
Oysa Asuman...
Ben ve o, karanlık çağı emziren İksmen,
Anlatmak için son asrın 1999’unda, ayarsız bir aynada,
Ardda kalan çürümüş sözcükleri ayıklayarak bir bir,
Anasının örekesi dahil, Türkçe söyleyecektik benibeşere.
Yani atımızı örkleyecektik ayın Hibor yurdu karanlık arka yüzüne,
Niye mi; ele, yani hazır olsun diye yakındaki mahşere
Ali ekecektik. Ayşe fideleyecektik...
Ama vazgeçtik(mi?) Asuman...
Bilen varsa desin Rahman aşkına!
Deyinsene lan!
Her ne diyecekseniz bu şaşkına...
***
*

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 14.3.2006 13:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Rüzgar Eken Sosyopat Çiftçi
    Rüzgar Eken Sosyopat Çiftçi

    modern şiirler adına
    bu kadar şiir görmedim ben:)

    güzellik kazansın .

    Cevap Yaz
  • Rüzgar Eken Sosyopat Çiftçi
    Rüzgar Eken Sosyopat Çiftçi

    modern şiirler adına
    bu kadar şiir görmedim ben:)

    güzellik kazansın .

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ahmet Yozgat