00 A s u m a n’a Ş i i r l e r: 0 0 0 8

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

00 A s u m a n’a Ş i i r l e r: 0 0 0 8

Tayyiasumanlardayım

1/:
Ben, her gece Asuman,
Burada girerim de yeryüzü yorganına,
Her sabah ayın arka yüzünde / 40 fitte yekinirim.
***
Aman maviş göklü kız,
Bil ki bizim sayımıza göre değildir zaman.
Bilirim ki ben de bunu ucundan, kıyısından Asuman,
Bire bin verir kimi seyyarelerde yoksul başaklar.
Her hasat ayında apansız bir tensora vurulur vakit.
Işıktır, karanlık yörüngelerde kaldıran yakasını sakosunun,
Ömür ölçüsünü kaçırmış bir terörist yağmurun,
Ve cesareti çift boynuzlu bir savaşçının,
Sensoruna terkiden biner 300 bin kilometre bölü saniye.
Haniye dinerdi ağlayan sesi kozmoğrafik katların.
Şimdilerde bengi atların toynak türküsü kalmakta geride.
Ben Asuman...
Basiretsiz bir duygu ile bakakalırım,
.......ziya ile yemlenen şeffaf atlara,
............... ve o atların şerareli toynaklarına
......................ve de sana bittabî.
De be Asuman “Ya sen bana? ”
Söyle Allah aşkına sırlarını kitabî...
2/:
Ben her gece Asuman
Burda, gerçeğin ortasında başlarım rüya görmeye
Her sabah ders-i simya / sahife 40’da bitiririm.
***
Kozmik bir el ya da gözdür Asuman,
Dizen kadere kare kare dijital fotoğrafları.
Dizer o el ve dizgisini zamanın rahminde saklar.
Sen ve ben susmuşken, sabah alacasında...
Melekudatta dokuz ay on günlük birim zamanda,
Bengiatlar koşuşur ve konuşurlar toynaklarından.
Tek boynuzlu bir sensor işte o anda,
Yani Hızıraşırı tayyi zamanda,
Golyat olur vuruşur çift boynuzlu bir savaşçıyla.
Gılmanik seyislerce dağlanır atların alnı.
Kaderin ibrişim makarası açılır delirmiş gibi.
Bir vildan başak derer Berzah tarlalarında.
Ben, o an Asuman...
Başıkesik bir duygu ile zamana bakakalırım,
.......harmandaki kozmik rençber Vildan’a...
.........Vildan’ın bire kırk bir veren lahuti başağına,
....................ve sana bittabî.
De Asuman, ya sen bana?
Konuş Allah aşkına sırlarını kitabî...
3/:
Ben her gece Asuman
Burada dalarım hayalin Karadeniz’ine
Her sabah satürn / enlem 40’da çıkarım.
***
Her şey ve her kes onun izinde,
İkrar da bir babayiğtliktir sevdiğinin dizidibinde,
Yani aslında sahte bir kehanettir bütün dediğim.
Elediğim yıldız çecidir her akşam darı arzide
O ki yalandır, bühtandır aslına arzın,
Akandır seyyareler ortasındaki esiri tabakada.
Unutma ki akbaba da dişler, arzdan artan kokuşuk organiyi,
Bırak lügatide kuburlara atılmış yaniyi, maniyi...
Ve zaman yaylasında yaylayan bengiatlara bak,
Tensordan abıhayat içerler radyasyon üfürüp.
Geçerler buutlar arası yağlı gırtlaklardan.
Tek boynuzlu bir sensor var ya hani,
Çift boynuzlu bir Zülkarneyn savaşçısına direnir.
Bilenir bir bilge Gılmanın elinde ezeli bilgi.
Göz, kendisini kesen ışığa döner.
İner gece, palaz olur, baş kor gündüzün dizlerine.
Gözlerine palazcığın, sürme olur kuant tozları,
Kör bir Şuayib’in Kenan elinde.
Ben, Asuman...
Bel bel bakakalırım,
..........bakmadan bile gören kör Şuayib’e...
.............ve o Şuayib’in ziyalı sürmesine, melul ve mazlum...
....................ve sana bittabî.
De Asuman “Ya sen bana? ”
Anlat Allah için sırlarını kitabî...
4/:
Ben her gece Asuman
Burda doğarım da annemin kucağına
Her sabah maverada / peron 40’da ölürüm.
***
Hatırla taman!
Tam anında atlar bir muharibi zaman.
Aniden kaybolur göz önünden en, olmadı sen,
Yiter gider alacakaranlıkta boy pos yükseklik.
Derinlikse vurulur bir zebanînin gözünün lazerine.
Sözlerine mil çekilen her bir an, Bizantik buutlarda,
Hibernetik bir çareyle emlenir. saharada, ebabil,
Bil agözümün mavi nuru bunu da...
Demlenir hamarat annemin sabah çayı,
Kurulur bir Barak havasının düzüne zilzal sofrası,
Işık üç yüz bin km bölü saniyenin altına düşer,
Emcekare bir daha tartar sırrını, soğurur yörüngeleri,
Elleri teneşire dökülür fiziğin efendisinin, donar eksi 273'de
Asırların yorgunluğu sırtında, bir uca çöker kırılarak,
Zamansa kamburlaşır ve kıvrılır kendi postuna.
Kasfiyail ki, boynuzdan bir yağdanlıktır elinde savurduğu,
Çıka gelir baranisini sokak yıldızları arasından savurarak,
Big bangın korozyonik menteşelerini yağlar,
Gıcır gıcır ve melodik inler artık kapılar.
Ben ki, hapahap karşıkarşı Asuman...
Ümmi bir bilge gibi bakakalırım, peşinsıra,
........ve bir elinden can damlayan Kasfiyail’e,
..........tabi Kasfiyail’in açtığı Berzah kapısına,
.................ve sana bittabî.
De be Asuman “Ya sen bana? ”
Ne zaman söyleyeceksin sırlarını kitabî...
***

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 7.3.2006 15:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Dila Berk Berkiten
    Dila Berk Berkiten

    Okuyabildiğim şiirleriniz güzel...Tebrik ediyorum..
    saygılar
    Sevgi damlaları...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ahmet Yozgat