Toprağın da şaşkın olduğu o gün
O haziran
Soğuk bir su için dilenen toprağa
Nasıl da sıcak kanımı teklif ettim
Yüzüme şekil aldırmadan
Ağlamayı öğrendiğim o gün
O haziran
Nasıl da göz yaşlarımı ışığa ayna ettim
O haziran
Yokluğun kokusunu aldım
Yokluğu bir umut gibi taşıdığım gün
Nasıl da varlık için kendimi sefil ettim
Ne büyük yangın ne büyük hezeyan
Ah o haziran
Bi çırpınış halindeki ruhuma
Nasıl da sus emrini verdim
Ama asker değildim ki ben
Kızım gibi nazlamam gerekiyordu beni
O hazirana kadar
Nasıl da kızımı başkalarına emanet ettim
Ah beni gönderdi buraya
Yaşamaya mecbur bıraktı beni
Kalu bela dedi
Ben istemişim gelmeyi
Bir de öyle söyledi
Bir lavanta demeti
Bir turkuaz osmanlı deseni
Eski günlerden bir fotoğraf
Sıralı kitaplarla dolu bir raf
Şimdi de ben istemişim ölmeyi
Var mı diyecek bir şeyi
Var, tanrı o, tabi var
Ama benim de var
Yaşamadan ölmicem
Biraz titrek bir ses, biraz heyecan
Ah o haziran
Ben yaşicam, ben yaşicam, ben yaşicam
Kayıt Tarihi : 28.7.2024 01:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
19.06.2024 tarihinde yazılmış günlük şiiri

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!