SİRENLER BU KEZ BENİM İÇİN ÇALMIŞTI
Bana bir haller oldu. Üst üste, olumsuzluklar yaşadım. Anneme çekmişim. O, çok tez canlıydı, ama ben hiperaktifim. Fazlasıyla hareketliyim. Ne yapayım? İçimden geliyor o enerji.
Bazen iyi olmuyor çok tez canlılık. Dün gece, Yağmur’la Hakan beni almaya geldiler. Malzemelerimi topladık. Hakan depoya götürürken, Yağmur da arkasından gitti. Ben hep kendim iniyordum kaldırımdan ve yola çıkıyordum. Onlar da,yetişiyorlardı bana.
Dün gece de her zamanki gibi,kendim iniyordum ki… Arabam büyük bir hızla arkaya devrildi. Şiddetli bir biçimde başımı yola çarptım.
Kendimi kaybettim bir süre. Beni kimler kaldırdı? Nasıl kaldırdılar? Hiç anımsamıyorum. Biracık kendime geldiğimde: Kollarımın-bacaklarımın çok kötü uyuştuğunu. Başımın ağrıdığını ayrımsadım. Yine kısa bir süre, kendimi kaybettim. Sonra, Yağmur’un bir yanımda Seval’in durduğunu gördüm. Yağmur çok korkmuştu. Ben tümünden daha çok korkmuştum.
Yağmur durmadan, iyi olup olmadığımı soruyordu. Seval, başımı kontrol etti. Şişlik var, hastaneye gitmesi gerek dedi. Başım ağrıyor ve bir yeri çok acıyordu. Midem de bulanıyordu. Seval, elimi okşuyordu. Güç vermek için. Zaten ben de, tüm gücümle, kendimde olmaya çalışıyordum. Ambulans çağırmışlar. O gelene dek, beni kendimde tutmaya çalışıyorlardı. Çok yorgundum, uyumak istediğimi söylüyordum hep. Hiçbir gücüm yoktu. Bilincim, gidip geliyordu.
Ambulans geldi. Beni, arabamla aldılar ambulansa. Biraz daha kötüleştim, Kustum bir süre. Hemşire, Yağmur’a torba verdi. Kusunca, büsbütün korktum. Beyin kanaması geçirdiğimi sandım. Ben ölecek miyim? Diye sordum, doktora. İçimden de, son böyle mi olacak? Diyordum. Doktor’un ne yanıt verdiğini? Bilmiyorum.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta