ÇOK KOMİK
Üzgünüm ama rahmetli Aziz NESİN’e, sonsuz hak veriyorum. İnsanların çoğu, başlarının içindeki beyni, boşa taşıyorlar. Her gün kezlerce, bunun örneklerini yaşıyorum.
Her gün işime giderken, yan yana iki süpermarketin önünden geçiyorum. Bazen, su-kola ya da yiyecek bir şeyler almam gerekiyor.
Ben, caddeden gittiğim için, dönüp kaldırımı araştırdım. Evet, çıkabileceğim bir rampa vardı. Sevinçle çıktım ve kapının önüne kadar gittim. Ve orada, kalakaldım. Yemin ederim, en az otuz santimlik bir yükseklik vardı. Ve benim, akülü sandalyemle, oradan çıkıp, içeri girebilmem, tamamen olanaksızdı.
Ağlamaklı, ben ne yapacağım şimdi? Dedim. Çalışan adam da, yüzüme çaresiz baktı. Hiçolmazsa, portatif tahta bulundurabilirsiniz, diye ekledim.Tahtamız da yok dedi adam.da
Ben size istediğiniz şeyleri getireyim, seçersiniz diye avutmaya çalıştı. Tamam dedim. Ama getirdiği hiçbir şeyi beğenmedim. En sonunda, bir şey almadan, çekip gittim.
Çok daha büyük, başka bir Süpermarkette de, rampa vardı. Ama nasıl? Küçük bir bebek arabasının zor sığacağı kadar dar ve çok dik. Bu ne ya böyle dedim. Biraz dolaşacak ve dondurma alacaktım. Dondurmayı verdiler. Ve uzaklaştım oradan.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,