Davacıyım gönlüm senden,
Huzuru mahşerde iki elim yakanda,
Yer gök bir araya gelse de,
Affetmem seni ne bu dünyada ne ahrette.
Nasıl affedeyim ki seni,
Bir gün olsun güldürmedin,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Laf anlamaz gönül çok güzel şiiriniz tam puanımla listemde
Selamlar.
bence, gönül sizden davacı Sayın Yıldırım
hapsetmemiş olsaydınız bu gönülü şimdi kimbilir satıraraları ne kadar zengin olurdu..
üzülerek söylüyorum kurgu iç öykü yani kısaca şiir adına pek birşey göremedim bu dizelerde..
dostlukla..
gönülden hep davacı oluyoruz ammaaa yinede akıllanmıyoruz...seviyorum diye peşine takılıp gidiyoruz...şiir muhteşemdi ...sanki benim duygularım dile gelmiş gibi...yüreğine kalemine sağlık şiir dostu...tam not benden yüz üzerinden yıldızlı on...ayrıca şiir yazma tarzın da çok güzel.....selamlarımla..
ağzına sağlık güzel şiir için güzel ben de davacıyım yaşlanıyorum teşekür ederim kutladığın için naziksiniz başarılar dilerim sana kendine iyi bak ??
agzina saglik bu nasil bedua mükenbel demeki cekmissin af yok
offffffffffff arkadas of sanki benim yüregimden geceni yazmissin bende davaciyim hayatta kallesce sirtimdan vuranlara cok güzel tebrik ederim Allah c.c hep yardimciniz olsun dilerim
Şiir o kadar güzel ki okuyup da bir yorum yazmadan gitmek olmaz. Su gibi akıcı olmuş. Onuncu tam puanı gönderiyorum.
Sevgili dost yürek sayın:: Yıldırım Şimşek,
Şüphesiz her şiirin yazılmasına vesile olan bir duygu yükü, edebi bir birikim ve ana fikir vardır. Şiirin kendisi de öyle bir şeydir ki her okuyucuda farklı bir etki bırakır. Okuyucun okuduğu andaki ruh hali, şiir hakkında o an için zamanla değişebilecek bir hüküm verir ve şiirden kendi duygu ve düşüncelerine hitap etme gücü oranında değişik boyutlarda ilham alır.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu şiiriniz için kudretli kaleminizi tebrik ediyor ve başarınızın daim olmasını diliyorum.
Yuvanızda huzur ve mutluluk , yüzünüzde sevinç tebessümleri hiç eksik olmasın.
Her şeyin en güzeli sizi ve sevdiklerinizi bulsun efendim.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Hep şikayet ederiz yüreğimizi aklımıza da yüne onsuz yapamayız. Okudum beğendim kaleminiz daim olsun.....
-------Davacıyım
Davacıyım gönlüm senden,
Huzuru mahşerde iki elim yakanda,
Yer gök bir araya gelse de,
Affetmem seni ne bu dünyada ne ahrette.
Nasıl affedeyim ki seni,
Bir gün olsun güldürmedin,
Gözyaşımı sele döndürdün,
Davacıyım gönülüm senden.
Hiç baharı göstermeden,
Hep hazanı yaşattın bana,
Vefasız gönüllere sattın beni,
Davacıyım gönülüm senden.
Yıldırım’ım kendi kendime söylerim,
Gönül senin elinden nere gideyim,
Parça parça itlere yem ederim,
Davacıyım gönülüm senden.
Yeni şiirinizi okudum ve beyendim. Kaleminiz var olsun, gönlünüz de şad. Allah Sizleri korusun! Elleriniz ağrımasın!
Davacıyım gönlüm senden,
Huzuru mahşerde iki elim yakanda,
Yer gök bir araya gelse de,
Affetmem seni ne bu dünyada ne ahrette.
.....davacı olsak da olmasak da ....değilmi ki o bildiğini okuyor.... :)
kutlarım bu güzel çalışmanızı ve kaleminizi....
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta