Kaç zaman oldu farkında mısın,son konuşmamızın üstünden iki mevsim geçti günlerden hangisiydi takvim yaprağı hangi tarihi gösteriyordu bilmiyorum.Heyecanımdan ne saate bakabilmiş nede tarihi not edebilmiştim.İçimde volkan misali kaynayan sevginin aşkın atmosferinde hülyalarda geziniyordum..Hayali bile cihan değiyor inan.
..evet uzun zaman oldu kendimize ait sözleri söyleyip bizim diyeceğimiz Cümleleri kurmadığımıza, rehâvet mi? bununu adı,kim bilir belki de rehavet değildi belki de acizliğimizin açık bir göstergesiydi. Aslında ne kadarda çok seviyorduk ikimiz de, 'seni seviyorum' demeyi, ne çok severdik değimli…ama şimdi sevgiyle donatılmış bir Günaydın’ı bile esirger olduk birbirimize. Bazen soruyorum kendi kendime acaba sende soruyor mu sun? tükenen Sevgimiz mi, Yoksa, yoksa Dilimiz mi lâl oldu teleffuz etmeye?
Uzun zaman oldu off! Ne sen bana 'iyi misin', diyorsun, ne ben sana cesaret edip nasılsın diyebiliyorum. Sözler boğazımda kalıyor, kelimeler dilsiz,dil ise sözsüz kalıyor Ağzımızda, farkında mı sın? ? ?
Kaçamak soğuk Kelimelere kurtarıcı gibi sarılmamız çaresizmişçesine bas vurmamız nedensiz değil, Saçlarını bile benim için aynanın karşısına geçip taramıyorsun eskisi gibi.Hani tarasan belki anlatırdın eskisi gibi aynanın karşısında saçlarını tararken beni düşündüğünü hülyalara daldığını. Aslında benim de senden farkım olduğunu söylemem kocaman bir yalan olur,itiraf ediyorum işte; benimse içimden gelmiyor tıraş olmak,berbere gitmek.
Çok kere anıyorum iki mevsim öncesini,hayali bile nefes almama neden oluyor sensizlikle geçen günlerin perişanlığında. Ne zaman telefonu elime alıp bir türlü ezberleyemediğim telefonunun numarasını çevirsem daha Zili çalmadan açardın ahizeyi, nefesini ensemde hissediyorum aşkım derdin,Beni ne çok sevdiğini defalarca söyler de yine bıkmazdın üstüne basa basa Özledim derdin, tahmin ettiğim üzere yüzün allık sürmüşçesine yoo hayır pembe bir gül açmışca sına pembeleşir sıkıla sıkıla ya sen, ya sen,beni seviyor mu sun? derdin.
Telefondan adeta uçarak geçip yanında olmak isterdim,saçlarının kokusunu,gözlerinin ışıltısını nefesinden ki titrekliği duymak isterdim de o yüzden konuş hiç bitmesin telefon kapanmasın isterdim Of,off.
İki mevsim oldu son konuşmamızdan bu yana. Fakat sensiz bir günümün sensiz bir saatimin geçtiğini hatırlayamıyorum.Kaç bardak demli çay içip birlikte küç paket sigara içtim hesabını yapmadım ama biliyorum ki bir oda dolusu paket olmuştur tüketip te attığım.Hasretinle geçen her gecede kimsesizliğimin çaresi olarak görüyorum varlığını da bu yüzden elimi alnıma götürüp yere oturmuş halde koltuğun kenarında Kaç gecedir sızıp kalıyorum.Senli düşüncelerimle kenarında uyuyup kalıyorum. Midemdeki yara ve hatta karnımdaki sancılar da öyle arttı ki sana üzülmeyesin diye hiç söylemiyorum bunları belki yerin kulağı var duyarsın da üzülürsün diye.Bir de söylersem adam sende bana ne dersin de, sevginin bittiğini anlarım ve ölüme açık davet olur diye korkuyorum iste, sevginin tükendiğini bilmekten korkuyorum.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,