Çoğalmak
“Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır.” EXUPERY
Evrende mevcut olan her şeyi insan kabiliyeti ölçüsünde kendisinde açığa çıkarabilir. Allah’ın isimlerinin (esma) tecellisi ahsen-i takvim (en uygun) şekilde insanda yansır. Eğer insan kendi iradesi ile sınırlamaz ise… Allah’ın insana kendinden üflemesi esmanın insanda mevcut olduğunun işaretidir.
Sınırsız olan esmanın, algılarla sınırlı olan insanda en geniş şekilde yansıması için algıların (akıl, duygu, v.b.) kişisel ezber ve kalıpları aşması gerekir.Esmanın her insanda yansıması, açığa çıkması kişiye izafi olduğundan aynı derecede görülmez. Madem insan esmadan terkip; açığa çıkardığı esma kadar kapsamı genişler, çoğalır. Çoğalan insan kapsadığı insanlara “ben aynı zamanda senim” diyebilir. Tüm esmaya ayna olan ise “En el Hak” diyebilir. Çoğalan insan evrende tüm zaman-mekan boyutlarında nur gibi yayılır.Kapsam o kadar genişler ki “En el Hak” hakikati açığa çıkar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ahmet bey bu çok kıymetli paylaşımınız için çok ama çok teşekkür ederiz. Çoğalmak.bir olmak umut ve temennileri ile kalın sağlıcakla selam ve dua ile ...Kaya Ünver 7kaleli1
Din, dil, ırk, sosyal statüsü ile övünen kişi hislerin aldatmasıyla kendine yakın gördüğünü hak etmediği halde över, ötekileştirdiğini ise yerer. Bu durumda övmekle yermek aynı olur. Örneğin; çok akıllı olmayan birine “profesör” diye hitap etmek o kişinin aklını yükseltmez, seviyesini dikkate vererek aşağı düşürür.
Şeytan kötülük ve aldatmanın semboldür. Hariçte değildir insanın içinden vesvese verir. Önce şüpheyi kalbe atar, şüphe kalpte tutmaz ise hakarete başlar… Yani önce ikna etmek ister, sonra asıl yüzünü gösterir. İnsani ilişkilerde bunu gözlemlemek mümkündür. Bu hal insanlar arasında şöyle yansır; riyakar kişi önce över ki etki etsin, başarılı olmaz ise yergi ve hakaretleri sıralar.Yani eksik olan diğerini eskitmeye çalışır ki denge olsun. Çok olan ise çoğaltmak ister.
Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım.
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz!
Birbirimizi eksiltmek yerine çoğaltırsak daha kapsamlı oluruz. Çekişmeler de azalır böylece.
Saygılar
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kokunuzla Büyüleyin!
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım.
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz!
Birbirimizi eksiltmek yerine çoğaltırsak daha kapsamlı oluruz. Çekişmeler de azalır böylece
kalemine sağlık ustadım
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta