TAZELE UMUDU, TAZELE İNANCI; ZALİM NAMLU KAN KUSMASIN ARTIK! .
Çifte Namlusu, Bir Çift Göz Bakışı Var İse; Zalimin Zulmünde:
Benim ZORBALIKTAN KAÇACAK, AZİMLİ YÜREĞİM VAR ÇOK ÇOK ŞÜKÜR! .
Varsay Ki, KALEŞNİKOF ŞARJÖRÜ BOŞALACAK ÜZERİME; İYİ BAK SEN:
Bu Ateşli Silah Zulmü Bitsin Diye; Nasıl Bir İnanç Tazeliği? .
..
Kaç kişilik bir oyunsun, sonuna kadar tek oynamışım,
Henüz el sürmemişken destelerine sen bir, ben sıfırmışım.
İnanç ya da güven,taşıdığın kuralları sormayışım,
Değişen döngüsel roller, ben hep aynıymışım.
Sen beni (değiştirmiş) , ben yerine koymamışım.
..
Manevi Zenginliğe Ulaşmak İçin; Bol Bol Kitap Okumalıdır! .
= 000.000.015 =
Manevi Zenginliği Kazanmak Kadar; Korumakta Önemlidir! .
ATATÜRK’ün Manevi Dünyası ve Sözleri
“Beyler, hiçbir ulus, yabancıların inanç ve geleneklerine ulusumuzdan çok uygun davranmamıştır. Üstelik denilebilir ki başka dinlerden olanların dinine ve ulusuna saygılı olan tek ulus bizim ulusumuzdur.” (1937)
..
Kork!
kork çürümüş mutsuzluğundan
Programladığın bütün oyunlarından
ve oyuncularından
bütün uyandırma tekniklerinden
ve Alzehimer coşkularından
..
10 Mart 2013 Pazar 04:10:08
“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Düşüncelerini söylesin bize! . / Eskiden böylesine ince düşüncelerle uğraşılmazdı! . / Sesi öylesine inanç doluydu ki! . / Hiç merak etmeyin, sever sonunda! . / Aramızda heyecanlı bir konuşma başladı! . / İnsanların anlayamadıkları asıl sorun, aşksız bir evliliğin gerçek bir evlilik olamayacağı! . / Evliliğe kutsallık veren aşktır. Ancak böyle bir aşkla kutsallaşmış bir evlilik gerçek evlilik olabilir! . / Gülümseyerek, dikkatle dinliyordu! . / Evlilik, bir yakınlıkla, sevgiyle, duygularla tamamlanmalı; yani, ancak bu durumda kutsal bir şey sayılabilir; yoksa, anlayış, sevgi üzerine kurulmamış bir evlilik ahlaki bir bağ sayılmaz! . / Siz nasıl olması gerektiği noktasından yola çıkıyorsunuz! . Ben ise gerçeği, var olanı söylemek istiyorum! . / İnsanlar aşk denilen tutkuyu gerçekten duyarlar… hem de aylar, ya da yıllar boyu değil, ömür boyunca! . Doğru değil mi? . / Sigarasından hırsla bir nefes çekerek! . / Siz hep maddi aşktan söz ediyorsunuz! . Düşüncelerin birleştiği, ruh yakınlığının söz konusu olduğu aşkı dikkate almıyorsunuz! . / Evlilik kuruluşunu benimsemiş! . Bir çok insanlar da dürüst, mutlu bir evliliği sürdürüyorlar! . / Öylesine heyecanlanmıştı ki, hepimiz susmuş, onu dinliyorduk! . {10 Mart 2013 Pazar 04:42:38}
..
YOLDAŞ; DARA DÜŞENİ MOTİVE ETMELİ ve de SEVGİ İNANÇ ile YOLUNA DEVAM ETMELİ! .
Bilgi Yolunda Bir Başına Yürünmez; Samimi, Cömert ve Duyarlı Bir Yoldaş Bul! .
Vatan Sathı Dostluğuyla; Vatanımızı Savunan Güçlü Bir Liderin Olsun Yanında! .
O Dost Yürek ile; Bizleri SEVGİYE MOTİVE ET! . Bizler ENERJİ ALALIM DOSTLUĞA! .
Harekete Geçme Gücünü SİZDE BULALIM ve ADANIRKEN VATANIMIZA; SİZLERİ ANALIM! .
..
Ben sevgiyim yüreğine al beni,
Filizlere durmuş bir çiçeğim ben
Göğsünde büyütürsen bir bebeğim
Ben ki bir umudum, düşüncelerine ek beni
Gerçeği arama, acıyım ben
Coşkulu yaşarsan, bir inanç olurum sende
..
şekerimin tadı
ne imkânsız ne rüyaydı
biraz umut çokça inanç bolca ruh kırığı
ve ne varsa kızgın küreden dökülen
karıştırdığım bir bardak çay da eridi
ve demi rengimin hikâyesiydi
afiyet olsun..............
..
İman etmek mühim de; kafi değil felaha
Samimiyse o inanç; taat gerek Allah’a
Yalnız laf-u güzafla yürümezse bir gemi;
Hiç kupkuru inançla, erilir mi salaha?
Abdullah Toroslu
..
Yama
“Delik ve yırtığı uygun bir parça ile onarma, açığı kapatmak için kullanılan parça” Bilgisayar programlamasından tutun pek çok alanda tıp alanında bile “Yama” kullanılıyor!
Çocukluğumuzda tozda-toprakta oynarken, yamaçlardan kayardık; pantolonlarımızın kıçını ve dizini sıkça yırtardık. O zamanlar “Yama” yapılırdı günlük giyilen pantolonlara yani anlayacağınız kıçınızda delik yoksa yama gerekmez! O zamanlar uygun kumaşa uygun yama bulmak da kolay olmazdı bazı çocukların pantolonlarında annesinin giydiği allı morlu basmadan yapılmış yamalar sırıtırdı!
Yama ne için gerekir? Eksik olan bir şeyi veya alanı kapatmak için! Yani eksiklik yok ise yama da gerekmez!
..
Öleni ilah bilmek; ne de garip bir inanç!
Böyleleri acilen, baki Mevla’ya muhtaç!
O, her yerde hazırdır ve Nazırdır be şair;
Ona iman eylemek; dertlerine tek ilaç!
Abdullah Toroslu
..
Oy dediğin geleceğin
Kaderin mührü bastığın
Ya gözyaşın bileceğin
Ya da yükselir kastığın
Seçim kalbinden eline
İnanç haykırışı dilde
..
Hayat İslam; inanç, ibadet, ahlak, ilim, aksiyon.
Umurumda değil, dünyadaki hiç bir fraksiyon.
01.05.2007
Tarık TORUN
AŞKIN COĞRAFYASI
..
İnsan olduğunu, sakın unutma, Sende seversin, sende yanarsın, Vefasızla vefalıyı, sakın bir tutma, Karakaşa, ela göze, sende kanarsın, Gönül sevmiş seni, ben ne yapayım, Mevla’yı bırakıp ta, sana mı tapayım…
Sürünemem, aşk yolunda unutma, Seversen gönlüme, sultan yapayım, Yaratıldığımızı, sakın unutma, Mümkün değil, bir insana tapayım, Sevdanı kalbime, mabet yapamam, Allahtan korkarım, yoldan sapamam…
Çekerim, yolunda çilelerini, Sadece imanıma, set vuramam, Öderim, aşkımın bu bedelini, İnanç yerine başka, şey koyamam, Bundan başka her dert, bana taç olsun, Böyle kabul et ki, hasret son bulsun…
Hayat yalan, ölümün hak olduğunu, Unutamam aşkım, benim inancım, Gönlün eş olarak, seni bulduğunu, Unutamam aşkım, bu gönül sancım, Bırak bu inadı, ver ilacımı, Dindir içimdeki, gönül sancımı…
..
Bereketli dopdolu bir Kandil akşamı.
Sevgi dolu inanç yüklü beşer insanı.
...
Bu gece her nefeste inan yücelir başlar.
Günahın temizler inan döktüğün yaşlar.
Darıca 2008
..
İnkar
Anlamlar üzerinde biraz gezinelim!
“İnkar” dendiğinde neden hemen “Din inkarı” akla gelir? Oysa inkar, her alanda mümkün ya da geçerli… Bildik din taraftarları inkarın özellikle din alanında kullanılmasına bayılırlar çünkü “Din inkarını” da “Tanrı inkarı” gibi göstermek işlerine gelir! Oysa kendileri de başka dinlere “Batıl” der ve inkar ederler! Uzatmayım, anlaşıldı…
Bir şeyi inkar etmek veya kabul etmek için o şeyi bilmek gerek! Bilinçsiz inkar ile bilinçsiz kabul aynı kapıya çıkar! Bakınız inkar da kabul de bilinçle olur! Bilim adamları bir şeyi iddia ederken yıllarca uğraşır ve deneylerle bunu ispatlamaya çalışır ve sonucu bilinçli olarak açıklarlar. Bir şeyi reddeden, inkar eden bilim adamı da aynı şekilde deneysel olarak ya da teorik olarak ulaştığı bilinçli veriyi açıklar!
..
Vesile
İnsanı O’na yakınlaştıran her şey “Vesile” kapsamındadır!
Tüm evren ve algılanan her şey vesiledir!
Biz, birbirimize vesileyiz!
Vesileleri teperek yol alınmaz!
Kendini bilirse insan, vesileyle yol alır!
..
Ahmak mı sanıyor, örtbasça zihniyetçiler?
Varsanım laflarıyla bizi rezil ederler…
Et ve kemik bir canlı, nasıl varsanım olsun?
Uzaylı inkârıyla amaç cepler mi dolsun?
Edilen ahlak dışı inanç dışı davranış,
..
YAHUDİ, ANTİSEMİTİZM VE BİZ
Yahudi iyi bir zırh elde etti. Anti Semitizm. Bu gün hiçbir din ve milletin dünya çapında böyle bir kalkanı yoktur. Gelgelelim ki Yahudi kendine böyle büyük bir kalkan edinmiş kendisi ne yaparsa yapsın eleştirilemez olmuştur.
Bunca katliama, bunca soykırıma rağmen en ufak bir eleştiri, en ufak bir muhalefet ve eleştiri Anti Semitizm kalkanına çarparak geri dönmekte ve onu yapanı zor durumda bırakmaktadır. Bu gün Yahudi ırkı geçmişteki horlanmalarının acısını çıkaracak şekilde davranmakta, bu horlanmaya bizzat kendi aşağılık davranışları neden olduğu halde hak ettikleri bu muamelenin intikamını bütün dünyadan almaya kalkışmışlar, almışlardır da.
Babil’de büyük karışıklıklar çıkardıktan sonra Buhtunnasr ’ın gazabına uğradıkları günden beri dünyanın dört bir yanına dağılmış ve saklanmış, ama gittikleri yerlerde de rahat durmayıp, tefecilik, karaborsacılık yaparak halkları sömürmüş, menfaatleri için savaşlar çıkarmışlardır.
Bu topluluk her türlü kötülüğü yaparken başkalarına iyiliği emrederlerdi. Bu yüzden kutsal kitabımızda onlardan bahseden ilk ayetler onların bu yönünü ortaya çıkararak ele alıyordu. Bu yönlerini bir misalle şöyle anlatıyordu: İnsanlara iyiliği öğretip onunla amel etmeyen bilgin, başkalarını aydınlatıp kendisi yanan çıra gibidir.
..
Çoğu yazarlar, yazım konularının kavramını edinememiş olmanın yüzeysel oluşu ile yazısını; ”bende yazdım, oldu bitti”; demenin basitliği ile ele alıp yazarlar. Elbette bir konu her çeşitli yönleriyle yazarlarca bilinmez olacaktır. Bu her zaman ve mutlaka mümkün olacak kaçınılmazlıktır da. Ancak bir yazar da, en temel düzlemde; yani kendi yazım konusunu hiç değilse günümüzde olacak şekilde en temel düzlemiyle de bilir olması lazımdır. Bu temel düzlemden, kalkılışla bir şeyleri doğru veya eğri, tartışılır bir şekilde söyleşilebilmelidir. İddialı bir düşün yazısı okuduğum zaman, çoğu gördüğüm odurki; geçmiş yüzyıllarda kalmış, geri düşünceli insan proto tipli makaleler içindeki, bir aydın tipi ile karşılaşmamalıyım.
Bir ilkokul düzeyini aşmayan anlamanın ağdalı, ilişkisiz ve sağlıklı dayanakları olmadığı için sağlıklı çıkarımları da yapılmamış düşünme içinde olmaktadır yazarlar. Kitlelere açılan yazarlar, sırf ben de yazabiliyorum, diyerekten yazmamalıdırlar. İnsanların, yazar olması ile yazma fobisini tatmin etmek istemelerini, aynı düzlemde görücülü olaraktan ortaya koymamalıdırlar. Ele alınan konu başlığının içlemindeki anlatımlara dayalı, dinli imanlı, ahlaklı akıla gelenin rast gele andırışlarını, makale diyerekten, giriştirmesini yapmamalıdırlar.
Söz gelimi konu olaraktan bir “kültür kavramını” işler oluşu ele alalım. Bir de çok sığ ve bilmezlik düzlemi olan “yozluk” kavramını, kültürle ilişkileyelim! Burada benim vurgulamak istediğim 'yozluk' sözcüğünü, yazarların kendi abur cuburcu günlük dildeki anlamıyla yazım konusu makale edebilmesidir! En temel basitçi düzlemde dahi konuyu bilmez oluşlarıdır. Ama bizim bilmez yazarımız, 'yozluğu' bir inanç sapkınlığı, bir anane sapkınlığı diyerekten, kültür yozluğu yapıp kendi sığlığını gösterebilmektedir. Böyle olunca da, her türden kuşkucu oluşturmaları, yozluk sayacaktırlar. Gelişmenin köküne kezzap suyu dökecekler. Böylece de kendilerince bir aydın olmanın sorumsuzluk şiarını taşımış olacaklar! Elinizin altında böylesi bir sürü yazı vardır.
Böylesi bilmezlikle, hatta çok yaygın olan çoğunlukla, sıfır bilişmelere denk düşer olmalarını bile, bu tür yazarlar doğru bildiklerini sanar olanın, bilmezliğiyle, biliyormuş gibisine, düşün hayatımıza yol vermek istemesine, ben yozluk diyorum. Değilse bir sokak kültüründeki, kişiler arası olacak, gel geç modacı ve kendi aralarında kendi aitleşme, haberleşmesi olan, dil kullanımını; toplum kültürü saymak gibi kapasitifsizleşme içinde hiç olmayacağım.
..