Duruşlar farklı 2
Yüreğimde inanç bağlılık varken
Düşünceyle inanç amaçlar farklı
Neye göre değişimi ararken
Fakatlı amaçlı tuzaklar farklı
..
Her düşüş silkiniştir,arınmaktır tozundan
Birikmesin üstünde,ümitsizlik tortusu
Asla vazgeçmemektir,inanç,umut kozundan
Yoksa mat eder kalbi,karamsarlık korkusu.
..
Düşman olunmamalı,
Hiçbir zaman inanca,
İnanç ruhu doyurur,
İnsan yaşar insanca…
Robotlaştırılsaydık,
İnanç sızıca yaşardık,
..
İşçinin alın terini, gaspa yeltenen kişi,
Riyadan öteye geçmez, yaptığı her bir işi,
Onlar bin bir surattırlar, her kılığa girerler,
Şeytana takılı olur, onların inanç fişi.
..
Müfteri çamur gibidir,
Ahlaksızlığın dibidir,
İman inanç aramayın,
O iblisin katibidir.
..
Dünya’da yaşayan her insan.
Gerek duyuyorsa inancına her an.
Hayatında kine yer vermez,hiçbir zaman.
Varsa bir insanda kin,olurmu acaba onda din.
İnanç kitaplarında benliğe yer verilmez.
..
Benim inancım da büyük güvenim de büyük.
Doğruyu gördüğüm yere çabuk inanırım çabuk güvenirim.
Ancak küçücük bir hatada inancımı da güvenimi de çabuk kaybederim.
Çünkü inanç ve güven hata kabul etmez.
..
Bu devasa şelale.bu heybetli akış
Zakkum kadar etkili selvi kadar ince'dir
Bu kartal'ca yükseliş.bu şahin'si bakış
İslam kadar yetkili.iman kadar dince'dir
..
Tüm insanlığa söylenilen bir söz bazen bir tek insana, bir tek insanın duyuşu bazen insanlığa hitap edebilir. Çünkü söz yaşam kavgasıdır.
Söz ulaştırıp yaşatan kendinden öz öze bir varlıktır.
Çünkü sözde yaşam, özde duyumsamaktır.
Aşk insanlığın içinde, insan insanlığın, insanlık insanın, söz bir özün ve öz bir yaşamın. Yaşam ise inanç kavgasınındır.
..
İlahi aşkın içinden ulaşırsın kelimesiz mananında ötesine.
Varolmak bir oluş, yansımak biroluştur.
Düşünce sessiz, gerçeklik öz duyuşla içinden aydınlatandır.
İnanç gerçek bir huzur, içimizde ki gerçeklikle o sonsuzdur.
..
Adalet,yol gidişat kulluk boyun eğmektir.
İnanç ve ibadettir iyilik güzelliktir.
İnsanlara doğruyu,güzelliği sunmaktır.
En gerçek ve geçerli islam dini olandır...
..
Faydası dokunmayan,boşinanış boş sözdür.
Kur-an'a ve Sünnete aykırı beyanlardır.
Delilsiz ve mesnetsiz,inanç ve ibadettir.
Kulaklarda dolaşan inançlar amellerdir...
..
bir başka inanç onlarınki
bir başka doğa
mazluma akbaba onlar
karanfil görseler boğa m nazik
..
İnanç cennet hallidir cennet halde başta cennetten çıkma fikir çok olur
İnançsızlık cennetsiz hallidir cennetsiz halde başta cennetten çıkma fikir yok olur
Sedat hünkar
(Karamecnun delioğlan)
..
İnanç deniziyle dalga geçenler bilsin ki;
O denizlerde öyle girdaplar vardır ki
Sizi içine aldığında artık geçilebilecek hiçbirşey bulunmaz olur.
..
İnanç bilmektir. Bilmek ise bilinmezi yaşayabilmektir
bilince erebilmek için.
Eriştikçe inancın öz bilincine,bilinir olur imkan,insan ve inayet.
..
Dinde zorlama yoktur, tercihte herkes özgür,
Ya güzel şeyler anlat, veyahut hadi bögür,
İnanç mana işidir, göremez yüreği kör,
Şaşkın şaşkın bakana, derim sen kendini gör.
..
NEFSİN AYARTISI VE MAKAM SEVGİSİ
Yıllar önce Amerika’da tahsil yapıp ülkesine dönmüş bir tanıdığım birkaç genç arkadaşımızı bir masa etrafında toplayıp bize, para, makam, kadın ve şöhretten hangisini tercih edebileceğimizi sormuştu da onu çok yadırgamıştım. Bu soru bana çok uçuk gelmişti, sorma ortamını da yadırgamıştım.
Ne alakaydı, bu soruyu bize sormuyordu. Niyeti ve amacı neydi bu soruyu sormaktaki? Hepsi bana ters gelmişti. Yeni bir market kurmuş bu adamın ne yapmak istediğini anlayamamıştım. O da zaten birkaç toplantıdan sonra bu toplantılara son vermişti. Bizde ne arıyordu, nasıl bir birliktelik düşünüyordu. Verdiğimiz cevapları mı beğenmemişti? Bilmiyorum. Ona ısınmamıştım zaten. Ama daha sonra ara sıra bu anekdot aklıma geliyor ve beni düşündürüyordu.
Bu gün yine aklıma dank etti ve insanların sırf nefsani dürtülerle inançlarıyla çelişebileceği, bu uğurda inanç kardeşleriyle ters düşebileceği çok önemli bir konuydu ve bu dürtü kişiyi düşmanlarıyla işbirliğine götürüyor, öz davasına bile ihanet ettiriyordu.
Bu Kabilleşme diyebileceğimiz bir davranış stiline giren zavallılar bu dünyaya geliş amaçlarını bir teville nasıl unuttuklarını, nasıl kendi kendilerine ve benliklerine ihanet ettiklerini pek güzel görmekteyiz. Bu kimliğini kaybetme, kişiliğini inkar etme psikolojisi, nefsin ayartısından ibarettir ve şeytana uşaklıktan başka bir şey değildir. Bu ihanet belki kişiye dünyevi menfaatler sağlayabilir, belki düşmanlarının yanında büyük değer kazandırabilir ancak asil bir duruş ve davranış sayılamaz. Habil’den ziyade Kabil’e yaraşır bir durumdur. Adı Azazil olan şeytanın da böyle bir macera sonucu reddedildiğini İblis diye tesmiye edildiğini unutmamak lazımdır. Sırf kendini beğenme, guru, kibir, hırs ve tama yüzünden bu ahsen-i takvimden esfel-i Safiline yuvarlanma macerasıdır. Oysa bu dünyaya gelme maceramız, daha ulvi nedenlere dayanmaktaydı, ila’y-ı kelimetullah davası gibi ulvi dava bu süfli arzulara tercih edilebilir miydi?
Allah’a ulaşma ve seyri-i sülük gibi yüce meselemiz varken bu yüksek makamdan aşağıya yuvarlanmak şeytani bir maceraya düşmüşüz demektir. Bu şeytani macera zaman zaman bazı kişilerde ortaya çıkmakta, hazin bir tablo arz etmektedir. Musa as. In kavminin ulularından Belam bin Bauranın macerası bize ibret olmaya yeter. Ve bu macera içimizden çıkan bu hainlerin durumunu anlamamıza hizmet etmekte oldukça işe yarar görünmektedir.
..
RAMAZAN VE İHSAN
İnsan yeryüzüne neden gönderildiğini bir bilse, bir bulabilse. Bir amaçla yaratıldığını bir anlayabilse. Yalnız yemek, içmek ve eğlenmek için yaratılmadığını idrak edebilse… Ah nerde, nerede bu müdrike bu şuur. Yanından bile geçmiyor zavallı insan. Niçin yaratıldığını bir türlü kavrayamıyor.
İşte ramazan bu idrake çağırıyor bizi. Kendi gerçeğimizi anlamaya, kavramaya ve bu gerçek çerçevesinde hayatımızı anlamlandırmaya çağırıyor.’ İnsan başıboş yaratıldığını mı zannediyor? ’buyuruyor Allah –u Teala (cc.) işte başıboş yaratılmadığını anlayacak insan niçin yaratıldığını da bilecek, bulabilecektir. Onun için ‘Kur’an da hala anlayamayacak mısınız? ’ hitapları çokça yer alıyor. Kur’an insanı araştırmaya, öğrenmeye, düşünmeye ve anlamaya çağırıyor. Çok fazla ibadet etmeye değil, namaz kılmak, oruç tutmak anlamında.
İnsan ihsan makamında. ‘İnnallahe ye’muru bil adli ve’l -ihsan’ ’Allah adalet ve ihsanı emrediyor’. Her Cuma hutbeden inmeden imam efendi bu şekilde hitapla bitiyor öğütlerini. ‘Ve ita izil kurba…’ Yakınlara vermeyi emrediyor Allah diyor Kuran' dan ayetle. Ramazan Allah’ın ihsanı Müslümanlara. Ve en çok bu ayda ihsan etmek, iyilik ve ikram emrediliyor, teşvik ediliyor, öğütleniyor. Yapılacak sadaka ve ikramların sevaplarının bu ayda kat kat olacağı müjdeleniyor.
Sürekli namaz kılan değil, üzerine düşen vecibeleri yerine getirdikten sonra insanlara yardım eden, eden, helal rızk için çalışan, aile ve efradının iş ve hizmetlerine koşan insan tipi ululanıyor. İnsanların sıkıntılarını giderenler daha üstün tutuluyor. Nafile ibadetlerden daha önemli sayılıyor.
..
BU KAFA
Bu kafa nereden çıktı. Kendi örf ve adetlerine yabancı, kendi dini inanç ve mukaddeslerinden habersiz bir kafa bu. Bir İslam ülkesinde yaşıyor, Müslüman olduğunu söylüyor ama İslamın örtü emrini yok sayıyor. Örtünmediği gibi örtüden utanç duyuyor. Aslında inanmıyor o belki de. Yahut ta neye inandığını bilmiyor.
Köylü, hademe ve işçilerde normal gördüğü örtüyü memurda amir de poliste askerde ve adliyede normal kabul edemiyor. Mini eteği kişinin tercihi olarak görüyor, görebiliyor, öyle kabul ediyor, başörtüyü kişisel tercih olarak görmüyor göremiyor, aklı ve havsalası almıyor. Burada ve bu kişide akıl yok aslında, dumura uğramış zeka var. Kendisini çok akıllı başkalarını aptal sanan ve kabul eden kafa bu.
Sorsan ilerici, kendine göre aydın ve ileri fikirli biri bu. Demokrasiyi içine sindirememiş az gelişmiş zeka işte budur. Bu zeka olayları, kişileri ve düşünceleri doğru dürüst algılayamıyor. Eşyayı kavramaktan uzak. Ne kendini biliyor, ne bilmediğini. Bu kafa karşısında aptallaşmaktan kendimi alamıyorum. Her şeyi tepetaklak eden bir mantık. Buna mantık da denemez. Bu kavrayıştan uzak örümcekleşmiş bir beyindir. Bu beyini iyi teşhis etmek lazım. Bu beynini kiralık olarak kullandırmış yüzyıllık bu kiralamaların satılığa döndüğünü unutmuş, şimdi bağımsız düşündüğünü sanarak birilerinin bir zihniyetin hoparlörü olduğunu unutmuştur. Bu beyin normal değildir dumura uğramıştır, dumura uğratılmıştır. Bütün yetenekleri yok edilmiştir. Birçok yetenekleri kör edilmiştir. Karanlıktır. İslenmiş zift kaplamıştır. Ölüdür. Her tarafı kuşatılmıştır. Bütün kanalları tıkanmıştır.
Bu kişilik ne kendini, ne ülkesini tanımaktadır. Bu kişi aslında kimlik ve kişilik kaybına uğramıştır. Kişilik ve kimliğini kaybetmiş ama yeni bir kişilik ve kimliğe de kavuşamamıştır. Ne batılı olabilmiş ne doğulu kalabilmiştir. Cemil Meriç’in deyimiyle Müstagrip’tir tam anlamıyla. Ne tam imanlı bir mümin olabilmiş, ne neye inanacağını bilebilmiştir. Sorsan inanç sahibidir ama inançlarının gereğini nerde yapmak, bilmemektedir, bilememektedir bile.
Müslüman olduğunu söyler ama ömründe bir kez bile başını secdeye koymamıştır, koymaz. Ölünceye dek caminin yolunu bilmemiş öğrenmemiştir. Öğrenme ihtiyacını hissetmemiştir bile. Hayata veda edince cenazesi oraya gelecektir adet olarak. Çocuklarına Müslüman ismi koymaz uyduruk adlar veririz. Kendisinin İslamı çağrıştıran adından utanmaktadır. Onun anlamını bile merak etmez. Batıda bir Hristiyan ailede doğmayı çok isterdi ama bunun mümkün olmadığını bilir.
..