Zeyneeeeeeeeep Zeynep,
Söyleme diyorsun, nasıl susayım?
Kapı aralığından, yüzünü görmeye çalışıyorum… Kapı aralığından! Her geçene -‘sen’ diye, telaşa kapılıp kapıya koşuyorum. Salak saçma birsürü ‘iyi akşamlar’ diyorum herkese. İyi akşamlar diyemediğim sen… Geçsen; şuradan şöylece geçsen de ‘bari’ yüzünü görsem. Mühim değil, bakmasan tarafıma, bakmasan kapı aralığıma… Bencillik olsun varsın; ben, seni görsem. Sus diyorsun ya, susuyorum işte. Sustuklarımı duymuyor musun sanki? Bal gibi de duyuyorsun. Kulağınla duymasan n’olur; gözlerinden sinliyorum ben, beni duyduğunu. Ki biliyorsun, gözlerinin konuştuğunu. Gözlerin… Senin, Cennet gözlerin! Geçsen… Şuradan şöylece. Görsem. Sussam. El sallamak zorunda olmanın kahredici ezikliği beni paramparça etse, şuradan -buraya, hiç bakmadan geçsen de… Geçsen. Zeynep. Geçsen de Van Gölü’mü görsen. Geçsen de Van Gölğ’me baksam. Sussam. Nasıl? Sus! Tamam.
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azıcık okşasam sanki çocuktular
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar gördüm zaten yoktular
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta