Yoksulluk Elinden Dad İle Feryad

Yoksulluk elinden dad ile feryad
Otururdum bir köşede avara
Dedim var mı bir kolayca zanaat
Başım alıp gitsem hangi diyara

Düşünü düşünü hiffet getirin
Bu gidişle ocağını batırın
Niçin böyle tembel tembel oturun
Git biraz et getir şu çocuklara

Üç Derdim Var

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Vara Vara Vardık Bir Kara Taşa 1

Vara vara vardık bir kara taşa
Yazılanlar gelir sağolan başa(aman efendim)
Bizi hasret koyar kavim kardaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm(aman efendim)

Nice sultanları tahtan indirir
Nicesinin gül benzini soldurur(aman efendim)
Niceleri dönmez yola gönderir
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm(aman efendim)

Vara Vara Vardık Bir Kara Taşa 2

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavım kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Vara Vara Vardım Ol Kara Taşa

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesin gül benzini soldurdu
Nicelerin, gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Hey Üsküdar

Dün Üsküdar Çarşısı'nda gezindim
Bir yoksulluk bir güzellik sezindim
Birbirinden iyi insanlar gördüm
Bir sevindim bir sevindim bir sevindim

Aşkımız

Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı;
gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.

Hiç düşündün mü belki
Belki, eline en yakışan takı benim elim.
Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim...
Belki sen ve belki ben...

Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan
bir beyaz tutsaklık...

Kuşum Ve Ben

Kuşum ve ben bir aynada
uyuyoruz, kafesimiz yatağımız
yüzlerimiz eşlerine baka baka
sonsuz kar altında uyuyoruz
kuşum ve ben
Eşim ve ben kızıl bir bağla
bağlıyız birbirimize
Çözülürse yoksulluk sevinir

Aynamızın içinde tek bu bağ...

Büyük Yalnızlık

Önce çaresizlik çaldı kapıları
Sonra yoksulluk
Bütün aşina çehreler silindi aynalardan
Bir anda boşaldı dünya
Yapayalnız kaldık

Tez tükendi umut ekmeği
Bitiverdi suların hayali
Çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
Sen ey büyük yalnızlık

Maden

Bu maden bir maden
Kendimizden uzakta aranan bir maden
Ya neden olmadan bilinmek isteriz?

Kazdığımız toprakta açtığımız kuyular
Fışkırtmış petrolleri
Ya neden görmeden yoksulluk deriz?

Uyur sokak, uyur ev
Susturur gece makinaları

Sizi Sevmekte Ölüyorum

burada daha ne kadar öleceğim?

yeryüzüyle gökyüzün aracısı olarak bulutu haraca kestiğiniz yerde?

ben size alışamam.. tehdit: koltuğunuzun bedeninizle dolmaması.. tehdit: bir merdivenin uygunsuz konumu, gözüme saldıran güneş ışınlarında yüzün yokoluşu.. ‘ağlıyordum, onu gönlümde isterdim ve sadece orada..’ öylesine yoksulluk, bir sevi düşünün bu kadar yayılması günlere hiç karşılıksız…

ağlıyorduk.. ben bu ıslaklığı tanıyordum, düşümde böyle düşünüyordum size dokunurken.. siz bu ıslaklığı tanıyordunuz, düşümde böyle düşünüyordunuz.. nasıl biliyorduk, nasıl? her ışıltı anının acı yükünü, ülkemizin sonsuzca yumuşayarak kuraklıktan kurtulduğunu; bu gözyaşlarının susulmuş her çığlık, beklenmiş her sevinç için, onun için bu kadar akıcı, saran ve parlak…

Dolunay Gündemi

1. ellerin niye
niye böyle yumuşacık

gözlerin bana dağları hatırlatır
gözyaşların kandamarları sanki halkın.

2. ellerinin ucu bir mavi yolculuk
yuntdağında tek diri kalan kekik kokusu

onun da yüreği yoksulluk

Gurbet Benim Köy Senindir

Nazlı yarim yol göründü
Gurbet benim köy senindir
Yolumu duman bürüdü
Gurbet benim köy senindir

Sesle yavrularım gelsin
Gittiğimi onlar bilsin
Babasız yavru neylesin
Gurbet benim köy senindir

Hâlâ Yaşıyorsun

Hâlâ yaşıyorsun, yalnız değilsin daha -
o hâlâ yanında, bomboş elleriyle
ve bir sevinç ulaşıyor ikinize de
geniş ovalardan, sislerin, açlığın,
uçuşan karların içinden.

Zengin yoksulluk, görkemli züğürtlük!
Rahat yaşa böylece, huzur içinde.
Kutsanmış günler bunlar, kutsanmış geceler
ve emeğin şakıyan erinci, günahsız.

Hayli Demdir Dosttan Ayrı Düşeli

Hayli demdir dosttan ayrı düşeli
Gelmez bir selamın bilmem nedendir
Ciğerim de aşk odunda pişeli
Tükenmez efkarım bilmem nedendir

Nail oldum dostun zülfü teline
Nurdan cemaline tatlı diline
Gözüm yaşı döndü bahar seline
Akarsu bulanık bilmem nedendir

Dokuzuncu Sonnet

Yağmur yağıyor, kış yağmuru şakır şakır
Gecekondumuz birkaç yerinden yine damlıyor.
Üstümüz eski püskü, tel dolap tamtakır
Umutsuzluk aç karga sesleriyle bizi selamlıyor.

Pusmuş kilimin üstünde altın gözlü sarman
Bir huzur müziği üflemede mırıltıları.
Gürültüler kopmada evin ardında zaman zaman
Dağı çökertmekte üstümüze yağmur suları.

Aklın Hakkını Vermek!

Batılı toplumlar, kendilerini yönetenler tarafından derin bir siyasi uykuya yatırılmışlardır. Dünya meseleleri umurlarında değildir, varsa yoksa kendi standartları… Hayatları, yükselen benzin fiyatlarına ve Wallmart’ın borsa hisselerinin gidişatına endekslidir. New York’ta elektrikler kesilirse kıyamet kopar. Ama işin tuhaf yanı şudur ki, New York’ta elektrikler kesilmeden yıldızları göremezsiniz. Yıldızları görmeyen insanlar, dünyanın öbür ucunda evine aç ve işsiz dönenleri nasıl görsün Allah aşkına! ?

Karşıtlık

Açık konuşalım ayıp değil
Donumuz dizimize düştü
Bu iş fizikle mantıkla kapanmaz
Elâlem yoksulluğumuzu gördü

Biri çıktı durumu açıkladı size
Siz de bir başkasına anlattınız
Şunları dediniz utanmak aklınızdan bile geçmedi
Herifler beyim düpedüz hürriyete aşeriyor
Ama bir düşünün hele bir iyice düşünün

Deniz Kızı

Denizden yeni mi çıkmıştı neydi;
Saçları, dudakları
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir,
Denizle buğaz buğaza geçen hayatında!

Ya İlahi Görünmezden Bir Devlet

Ya ilahı görünmezden bir devlet
Zekatını vermez isem geri al
Helalinden dört öküz ver yarabbi
Koşup çifte süremezsem geri al

Yoksulluğu ezberledim n'ideyim
Verin aşkın badesini yudayım
Biraz altın ver ki hacca gideyim
Bu kavl üzre duramazsam geri al