Bir Yaz Gecesi Hatırası

İşveyle, fısıltıyla, gülüşle
Olmuş sebi sevda yine bihap
Oklar gibi saplanmada kalbe
Düştükçe semadan yere mehtap...

Buseyle kilitlenmiş ağızlar
Gözler neler eyler neler israp! ...
Uçmakta bu ateşli havada
Vuslat demi bir kuş gibi bitap...

Unutulmuş Bir Yaz İçin

anımsa bizim unutulmuş bir yazımız vardı
kıyısından çocukların dokunarak geçtiği
yaz kirli denizlerin körfezine çekildi
biten o yaz mıydı düşün istersen
bir taşra melankolisine kaptır kendini
-şimdi anımsanması gereken birşeyler vardır
bir çığlık kadar sessizlik de anımsanır
hoyrat sevinçlerle sularında yüzülen
olağan duygularla yüreği örten
bir aştan geriye suskunluk kalır-

Evvel Bahar Yaz Ayları Çatıldı

Evvel bahar yaz ayları çatıldı
Paralandı bulut göğe atıldı
Akan sular kar buz oldu tutuldu
Dalgalanıp göller ağlamasın mı

Yaz gelir de yazı yaban yurt olur
Her yerde bir alıcı kurt olur
On beşinde kızlar gonca gül olur
Vakit geçen güller ağlamasın mı

Geçmiş Yaz

Rü'ya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her si'rini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rü'ya duruyor yerli yerinde!

Bütün Yaz

Ne güzel geçti bütün yaz
Geceler küçük bahçede
Sen zambaklar kadar beyaz
Ve ürkek bir düşüncede
Sanki mehtaplı gecede
Hülyan, eşiği aşılmaz
Bir saray olmuştur bize
Hapsolmuş gibiydim bense
Bir çözülmez bilmecede
Ne güzel geçti bütün yaz

Pek Çok Yaz Geçti, Kuğu Öldü!

simurg, kimsenin çuvalına sığmaz,
ağzında makasla değil, kanadında gökkuşağıyla kuğu,
son kayboluşunu bile kaybedip gitti
su suya kavuştu, kuğu oyalandı kara gecede
oysa ne kalmıştı canına yazılmaya, bir beyaz...

kimseyi temize çıkartmadan öldü kuğu,
mavi pembe kumral olağan ve bir özür olarak hatta
ona sözcüklerden anmalık değil, bir su taşı...
çünkü, iyi kalpli bir makas bile açmıyor ağzını

Yaz Gelip De Beş Ayları Dolunca 3

Yaz gelip de beş ayları dolunca
Açılmış bahçenin gülleri güzel
Yaktı beni Fadime'nin nazarı
Zülüften ayrılmış telleri güzel

Elif'i dersen de nazlıdır nazlı
Esme'yi dersen de sırf ala gözlü
Söyletme Şerfe'yi bülbül avazlı
Söylüyor Zehra'nın dilleri güzel

Öyle Bir Yaz Şiiri Iı

Ölüm ilanları ve panzer seslerinden uzak
Bir yaz geçti yabanıl koynunda doğanın
Unuttuk bir zaman meyhanelerin arabesk
Uğultusuyla sırnaşık kızlarını diskoların

Aşkı ve çılgınlıkları nasıl da unutmuşuz
Oysa sevmeyi, gülümsemeyi bilmiyorsa insan
Öfkelenemez bile artık ve kent öfkesiz
İnsanlara yenilmemiştir hiçbir zaman

Yaz Geldi

Dutlar düşüyor pıtır pıtır
Memet Topçu'nun traktör gökgürültüsüyle
Yaz geldi paldır küldür
Yunus Emre indi
Suya havaya toprağa
Kulak'ın köpeği Demokrat
Yol üstüne yatmış soluyor,
Işık değişti
Işığın yolları değişti
Gölgeler ışığa çaldı

Öyle Bir Yaz Şiiri I

Günlerdir bir dağbaşındayız
Bir başına ve birşeylerden uzak
Çağıldayan çavlanları dinliyoruz
Otların üstünde sırtüstü uzanarak

Duman, is ve beton yığını
Öyle yormuş, bezdirmiş ki bizi
Yaşayıp durmuşuz bir yangını
Unutmuşuz gülümsemeyi sanki

Bu Vakitsiz Giden Yaz

Bu vakitsiz giden yaz, erken inen akşamla,
Kapanmış pancurlara dayıyarak başını,
Dinle solgun bahçenin kalbe anlattığını,
Ağacın yaprak yaprak, havuzun damla damla.

Kuşlar sanki yaralı, benzin sararmış gamla,
Duymak güneşin, rengin bizi bıraktığını,
Günler günü vefasız leyleklerin akını.
-Ah uzak palmiyeler... Kaçmak, seninle, yazla.

Geçmiş Yaz

Govdemden sizan sular gibi
Akip gitti bir yaz daha
Sevismelerle gunduz vakti
Ve beyaz ogle uykulariyla

Bir yazdi artik gecmis olan
Oysa hala tenimde tuz tadi
Ayni aglardan cikardigimiz
Bir aksam gunesiyle baliklari

Erken Bir Yaz Sabahı

Öylesine bütünlüklü ve öylesine sade güzelliği var ki bu erken yaz sabahının, başka hiçbir güzelliğe içinde yer bulunmuyor; belki de ilk kez, bir başka güzelliğin, bir mısranın, bir şarkının, hatta uzun bir şampanya kadehinin içinde duran şu çiçeklerin, derin bir duygunun, eğlenceli bir düşüncenin bozabileceği böyle bir vakte rastlıyorum. Sabah, sanki bir beyaz manolya yaprağı...
Parlak, mavi bir yaz sabahı.
Sakin, sessiz.
Sanki hiçbir sese, hiçbir harekete tahammülü yok.
Müziği kapattım.

Yaz Sonu

Sukürenin perisi sen; sen, taşkürenin avcısı,
Bir kişi daha olsa yanınızda
Siz orda öpüşürken,
Ne diyorum bir kişi daha;
Alamut kalesinde öpüşürdünüz.
Ona göre gelişirdi her şey,
Yeni bir güzelduyu açılırdı
Bir töre cançekişirken.

Karagözlü hançer, sen; sen, mavi bakışlı kılıç,

Yaz Sonu

Ayvalar ve güneş sarardı
Yıldızlar daha parlak
Ve ay daha soğuk şimdiden
Güz denizi yutkunuyor
Ardısıra yitik bir aşkın
Kıyıya çarpıp geriye çekilirken.
Kâğıttan taşan mürekkep gibi
Taşıyor içimden
Özlemi geçmiş yazın.

Bir Yaz Günlüğü

Papatyadır elinde
Yazla yeşeren sıra dağlar.
Bir şarkıdır dilinde
Günden güne seni saran sonbahar....
Bir umuttur güldüğün,
Bir tutkudur sokaklar
Her gün seni çağırır,
Der ki;
Sokaklardan geçmesen hayal olur uzaklar...
Ben senin şarkınım der,

Yaz Sonu Şiirleri

1

Dün gece yağmur yağdı kente,
Sonra sabah, güneşte ayıklanmış,
Bir kahvede düşünüyorum,
Sen geleceksin ya, dalgınlık
Kopuverdi bir daldan, sallanarak
Geçen bayrak açmış bir bulut,
Sonra ikindi ve akşam, bakarsın,
Uyurken bir daha o yağmur.

Bir Yaz Daha Eskir

Yağmur yemiş sırılsıklam bir karanfil
Bir tenhalığa gülümsüyor içimde
Henüz silinmemiş bir ay parçası
Çoktan aydınlanmış gökyüzünde
Ah Galata Kulesi!
Bizanslı sarışın çocuk!
Yıllardır hüzünle bakıyor denize.

Yükünü boşaltmış bir gemi geçiyor uzaktan
Evlerin denize açık pencerelerinde kadınlar

Bülbül Ne Yatarsın Yaz Bahar Oldu

Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu
Çağrışup ötmenin zamanı geldi
Serviler yeşerdi çiçekler doldu
Cana can katmanın zamanı geldi

Benim yarim yanakları allıdır
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olan bakışından bellidir
Her derdi atmanın zamanı geldi

Büyü''sün, Yaz!

ben hep yollar düşledim
derin yollarda yürürken

yollar gül sesleridir
beni yazın ta içine çağıran
gitsem mi? yoksa daha
erken
mi akşamın kovanında
anılar oğul verirken