Bir Umut
Yorgunsun,uzaklardan gelmişsin;
Yitirmişsin neyin varsa birer birer.
Bir sağlık,bir sevinç,bir umut...
Onlar da neredeyse gitti gider.
Dost bildiğin insanların yüzleri
Aynalar gibi kapkara.
Suyu mu çekilmiş bulutların?
Dönmüşsün kuruyan ırmaklara.
Umut
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar doğar güneş doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken köylü aile
erkek kadın eşek ve karasaban
Umut
revamı beni böyle kurşunlamak derinden
ruhum bakamaz oldu güllere kederinden
revamı içimde soluklanan kuşların
kırmak kanatlarını
sonrada bakmaksızın arkaya bir defa
bırakıp adım adım istihza tohumları
bu zamansız şairi incitmek reva mıdır
sevindirmek dururken
öldürmek reva mıdır
Umut Ki
Umut ki yüreğimdir
Halk olmuş yüreğimdir
Adını Onur koyduğum kavga
Büyü de umudu doğur
Kimi gün düşüm olur
Sese döner beni söyler
Kimi gün rüzgarlanır
Kuşa döner göğü söyler
Korkuyla Umut Arası
Bilinmeyene yürümek garipti
Hayat belki de
Bilinmeyene yürümekten ibaretti
Bir sonraki
Atılıp atılamayacağı
bilinmeyen bir adımın
Götürüp götüremeyeceği
bilinmeyen bir yolun
Sonundaki bilinmeyenlerden
oluşuyordu her şey
Umut Yaprakları
Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öylel bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı,, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.
Uyumayan Umut
Uyumayan bir yatak...
İçine uyuyanlardan önce
Tut ki uyandı bulut...
Ve sonra koynunda uyuyanlar
Çifşeşmeye başlayınca,
Havalarda oluşan bebek
Düşün artık ne kadar
Tayyareci olacak! ...
Büyüyünce atmaz diğ`mi bu çocuk
Umut
Kafam tıraşlı, yeni dönmüşüm askerden,
bir zemberek boşanmak üzereyken içimde,
beyaz bornozlu bir kadın çıktı bir sabah karşıma.
Siyahın anlamı, gecenin içeriğiydi ıslak saçları.
Gözlerinde umut, vaat ve gizem, teninde çiğ damlaları,
sabahın ilk ışığı gibi girdi hayatıma.
Çok gençtim o zaman. Yıllardan sekseniki.
Daha kolaydı kuşkusuz herşey o yaşta.
Umut
Ağlama gözlerim mevla kerimdir
Her daim rüzigar böylede kalmaz
Dermansız dert olmaz sabreyle gönül
Geçer bu ah ü zar böyle de kalmaz
Adem Sefiyullah yedi buğdayı
Kıldı ihtiyarsız N ehi Hudayı
Bilirdi affeder bayi gedayı
Afeder ol Digar böyle de kalmaz
Umut Gazeli
Soyundum çileye dönmemesine
Bilendim ışıktan gözyaşlariyle
Acılar umudu buldurur bize
Bir zırha büründüm bu çağa karşı
Edep senin sabır benim derimdir
Askerler üretir sessiz ve derin
Bayrağa dönüşen alnımdır şimdi
Umut Aşktadır
Dünya kokuşur, boşalır tarihin çöptenekesi
Önce Hitler gelir, bir ölü kadınla sevişmekten
Sonra Franko ve Mussolini
Korku getiren ayak sesleri
Ardından kırılarak açılan o kapılar
Sonun başlangıcı da olsa
Genede seyredilir
Kurdun bir kuzuyu yiyişi
Çile Ve Umut
kader yükünün göçünde
derviş sabrıdır içimde
çok gece erir saçımda
sıksam bahtım renkli akar
çağır gelsin bengisuyu
yıkasın hû ile hûyu
açın gökteki kuyuyu
dua yüklü eller çıkar
Çocuk Ve Umut
Bir umut, bebeğin emeklemesi
Bir seyir, adımı ve beklemesi.
Gözleri yarına bir ışık yakar
Ve bir mutluluktur gülümsemesi.
Umut
Dünya döndükçe
Umut fakirin ekmeği
Ye Memet ye
Ye Memet ye! ...
Umut
Yaşamak ummaktır.
Yeşil yapraklar umar
şu beli bükülmüş agaç,
yelkenler rüzgar umar
bir kız tanırım, sarışın
sevgilisini esmer umar.
Aç karnına istiklal umar
Bombay'lı amale, Cava'lı topraksız,
Hamburg'lu ana ekmek umar,
Gecekondu
Umut dolu
tarlakuşları
kentin kıyısına
hep gece
kondu
Denizden Toplanan Umut
Ey benim
Mavi soluklarıyla saçlarımı dağıtan
Küçük karanfilim
Gidiyorum
Öyle başını yana çevirip
Ağlama
Şarkı söyleyen kuşlarla
Acıları tanımayan renklerden geçip
Ellerimde
Can Çiçeğim
- Yarınımız olan çocuklara -
Seni bin sevdadan süzüp arıttım,
Can çiçeğim umut gülüm yarınım
Gönlümdeki sevgilerden damıttım
Can çiçeğim umut gülüm, yarınım
Terli avuçların minik ellerin
Mızrabıdır gönlümdeki tellerin
Katılma önüne hoyrat yellerin
Say Bir Gerçek Say Bir Yalan
Ömür dediğiniz nedir?
Üç gün hilal, üç gün bedir
Haftaya boş kalır sedir
Say bir karış, say bir adım
Geçti gitti, anlamadım.
Her türlü nimet sofrada
Yığın yığın dert sofrada
En uzun mühlet sofrada
Say bir içim, say bir tadım
Doğunun Soruları
hangi umut, hangi sevda, hangi dağ
ve hangi-
dağ, allahu ekber dağlarıdır
sevda, nazımınki
ve ozan bir garip derviş iste
acısı Gevaş’ta, gidi Muş’ta
kendini yollarla bezemiş