Gözlerinde Seyahat
Çıktım bugün güzellerin gözlerinde seyahate:
Bu yolculuk bilmem nasıl erecekti nihayete?
Mavi gözler... Pek asabi, dalgalı bir deniz gibi;
Yeşil gözler en ziyade mütemayil hıyanete.
Sarışınlar... Yorgun bir yaz semasını andırıyor,
İlk busede başlayacak talihinden şikayete.
Ela gözler... Akşam gibi gölge dolu, hicran dolu,
Bu gözlerde hiç tesadüf etmedim ben saadete.
Gece oldu... En sonunda siyah gözler geldi, durdum;
Bu karanlık yolda artık imkan yoktu seyahate!
Seyahat Şiiri
Saçların
Gözlerin
Dudakların
Ne güzel yolculuğum
Rüzgarlara
Denizlere
Göklerin
Meyvelerin
Sonralar dünyası ömrümün.
Yaşadığım Gibi
Hayır, asıl seyahat imkânlarını sanatkârlarımıza, bizi kendimize ve dünyaya tanıtacak olanlara vermeliyiz. Çünkü asıl yaşatacak olan sanattır.
İnsanoğlunun garip bir hasleti vardır. Açlığa razı olur; fakat şahsiyetinin ve talihinin yarıda kalmasına razı olmaz. Yetişebileceğini bilen bir sanatkâr yetişmezse ıztırap çeker, kendisini ve etrafını zehirler. Sanat heyecanı tersine çevrilmeyegörsün.
Şüphesiz ki sanatkârlarımız fakir bir milletin çocuğu olduklarını, bulunduğumuz yapıcı devirde bir yığın imkânsızlık içinde çırpındığımızı, iki asırlık bir mazi seyyiesinin hesabını ödediğimizi, hülâsa ancak yirmi senenin içinde hayatımıza düzen vermeğe çalıştığımızı, buna rağmen sanatın her vakit ön plânda düşünüldüğünü biliyorlar.
İnsanoğlu Şahsiyetinin Ve Talihinin Yarıda Kalmasına Razı Olmaz
Hayır, asıl seyahat imkânlarını sanatkârlarımıza, bizi kendimize ve dünyaya tanıtacak olanlara vermeliyiz. Çünkü asıl yaşatacak olan sanattır.
İnsanoğlunun garip bir hasleti vardır. Açlığa razı olur; fakat şahsiyetinin ve talihinin yarıda kalmasına razı olmaz. Yetişebileceğini bilen bir sanatkâr yetişmezse ıztırap çeker, kendisini ve etrafını zehirler. Sanat heyecanı tersine çevrilmeyegörsün.
Şüphesiz ki sanatkârlarımız fakir bir milletin çocuğu olduklarını, bulunduğumuz yapıcı devirde bir yığın imkânsızlık içinde çırpındığımızı, iki asırlık bir mazi seyyiesinin hesabını ödediğimizi, hülâsa ancak yirmi senenin içinde hayatımıza düzen vermeğe çalıştığımızı, buna rağmen sanatın her vakit ön plânda düşünüldüğünü biliyorlar.
Baki''nin Son Şiiri
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz
Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var
Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde
Bulamadım (Çok Yerini Gezdim)
Çok yerini gezdim ben bu vatanın
Bir sözüne sadık kul bulamadım
Dolaştım dem be dem çok şehristanı
Bir kokuda sabit gül bulamadım
Gerek mecburiyet gerek seyahat
Dolaştım çok yeri etmedim rahat
Geldim memlekete buldu bir gurbet
Gurbetten kaçmaya yol bulamadım
Anladın Mı?
Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.
Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,
Senin aradığın zevk, sefa düğün.
Tutacağın işi önceden düşün;
Daha ilk adımda nedamet etme.
Bir Yol
Birdenbire ayağa kalktı ve eliyle trenin penceresinden işaret ederek:
-İşte, dedi, şu gördüğünüz küçük yol, şu iki ağaç arasında tepenin eteğine kıvrılan patika… Fevkalâde hiçbir tarafı yok değil mi? Hemen her yerde bol bol rasgelebileceğimiz alelâde bir şey… Bununla beraber nereye gittiğini, nereden geldiğini bilmediğim, bir dönemeçte kaybolan toz parçasından başka hiç bir tarafını tanımadığım bu yol benim hayatımda bütün bir sergüzeşttir.
Onbeş seneden beridir ki bu yolda her ay bir iki seyahat yaparım. Bu uzun şeridin iki yanında ve onun döne döne değişen ufkunda tanımadığım hiç bir şey yoktur. Yattığım yerden gözüme ilişen sivri bir kaya parçası, yalnız aydınlık havada ürperen tepesini gördüğüm bir ağaç, ne bileyim hatta daha alelâde bir işaretle bütün ufku kendi kendime canlandıracak kadar bu yolların aşinâsıyım, fakat yıllar var ki bu küçük yol parçasını, yol bile diyemeyeceğimiz bu dövülmüş kırmızı toprak genişliğini daima yeni, yepyeni bir şey gibi seyrettim. Onu her defasında görür görmez ürperdim, onda saadetlerin, hasretlerin, beklenilen şeylerin bütün güzelliğini ve şiirini duydum.
Bir Kişi Özünde İkilik Olsa
Bir kişi özünde ikilik olsa
Hakk'ın didarını görmez billahi
Hor bakarsa evliyanın yoluna
Eli bir gerçeğe ermez billahi
Cihanı seyahat edip gezerse
Doksan bin kelamı okur yazarsa
Bir mümin yezide kuşak çözerse
Derdine dermanı bulmaz billahi
Yol Şarkıları Iıı
Geçiyor Balkan günlerim
bir elmanın nazik soyuluşunda.
Kalp de yaradır, diyor ayazda türküm,
kanıyor her yola koyuluşumda.
Ölümün dişlediği bir meyveymiş geçmiş özlemi,
çocukluğun çürüyüp yapışması deriye.
Ah, o kar fısıltılı bahçeler
dedemi, amcamı, hele de babamı
çağırırlar mı geriye...
Trakya, nasıl ayrıldım senden
El, Dil Ve Kalp Arasında Gazze
“Sizden biri…”
Toplum ve birey. Toplum oluşturabilen bireyler. Toplumun bir parçası olan birey. “Siz” denilerek hitap edilen bir topluluk ve o bütünün her “bir” parçası.
“ Bir kötülük gördüğünde…” Görmek ve kötülük. Görmek ve gördüğünü ayırt edebilme yetisi. Görmekle başlıyor her şey. Eylem ancak göz penceresinden içeri girebiliyor. Kelimeler önce göz kazanında pişiyor. Resimlerin ilk eskizleri göz tuvalinde şekilleniyor. “Görenle görmeyen bir olur mu? ” Olmaz. Peki neden görenle görmeyen aynı vagonda seyahat ediyor!
Ödünç Hayatlar
Kalırsam düşlerimi, arzularımı hep ertelemek zorunda kalacağım..
Bahar bulaştı ya hayata, ağaca, suya, içimde öyle bir seyahat kımıldıyor ki, diren direnebilirsen...
Yüreğim bavulunu toplamış çoktan; ruhum sırtlamış çantasını...
"Uzaklar" çekiyor içimdeki seyyahın tasmasını...
Marianne Faithful sanki şarkı değil, derdimin nedenini söylüyor radyoda: "Saçlarında ılık rüzgarla,spor bir araba sürerek, Paris'e hiç gitmediğini 37 yasinda fark etti".
Buket Uzuner, yaşayageldiği hayatın anlamsızlığını 37'nci yaşgününde idrak eden bir kadının öyküsünü anlatıyor "Karayel Hüznü"nde... Bıkkın kadın, doğum gününün sabahında, büyük boy bir beyaz kağıda kırmızı rujla şu notu yazıp bırakıyor evdekilere:
Çehre-İ Meşihatın Iskatı
Kabiltü, hebtü, kabiltü ve hebtü, oldu tamam!
Ne kizb ü zulm ü cinayet, ne girye-i eytam!
Ucuzca hem de ne âlâ seyahat-ı Arafat,
Ziyaret et, anadan doğma, ol sabi gibi, yat!
Çalışma, gez, bu kadar altın, elmas, evler, akar...
Yeter bu, yüz sene bitmez, çalışmadan ne çıkar?
Cenab-ı Hak sana vermiş, hayatı fırsat bil!
Yaykur Tarih Dersi
1800’ler ile 1930’lar arasında,
Bazı Anadolu ve Rumeli kentlerinde
Yaşayan bu kavme dair
Pek az belge var elimizde. Bildiğimiz:
Kamış kalemlerini sevgiye batırıp,
Mührelenmiş kâğıtlara içirdiler;
Ney üflediler, tambur söylettiler,
Birçoğu muhabbet mülkü sultanına esir idiler.
Uysal ve sessiz yaşadılar, burası kesin,
Her talepte ibrâzı mecbûri aylık seyahat varakalarını,
Sacrifice
Sana bu gün bir abajur aldım:
Bir şeyin ucunda durur ya yeşil Chevrolet
Kapıları açık, Baltimore plakalı usta işi
Teybinde Elton John’dan sacrifice
Biz sahile doğru yürümüşüz
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs
Sana bugün bir mektup yazdım:
En çok
Seyri Feza
Evliyayı Çelebiye muhabbetim var benim
Seyre yaren arayan bir tıfıl derbederim
Memaliki Osmaniyi dolaştı belde belde
Şimdi beraber olalım fezada bu seferde
Et tenezzül el uzat bize olmayalım talan
Ol pusat gönüllere el'an kalmayalım yayan
Kadırgalar evin oldu deryalarda bin bir kez
Seyahat Et Sıhhat Bul
SEYAHAT ET SIHHAT BUL
Sağlığını düşünerek
Seyahat edip sıhhat bul
Dere, tepe, dağ gezerek
Seyahat edip sıhhat bul
Gezerken tek tek incele
Sıkı doku ince ele
Bir kelebeği al ele
S E Y A H A T
Üç aile olduk sohbete daldık,
Ziyaret amacı kararlar aldık,
Guşluk vaktinede Afyon'a vardık,
İlk Dumlupınar'dan sürdü seyahat.
Zafer anıtına baktık seyrettik,
Şehitlik bulunan yerlere gittik,
Yasin okuyarak dualar ettik,
Kütahya,Domaniç sürdü seyahat.
Metro İle Seyahat Metro İle Seyahat
Güvenli bir yolculuk
Sevinsin anne çocuk
Metroyla seyahat yap
Tak elinle bir boncuk
Metro ile seyahat
Gerçekten de çok rahat
Hostesleri çok hanım
Derler yolcuya canım
Kendileri sevecen
Kaynar daima kanım
S E Y A H A T
Önüne her türlü engeller çıkar,
Rencide etmeyen birini bulun,
Biri hata yapar canını sıkar,
Seyahat ederken dikkatli olun.
Aracı önceden bakım yaptırın,
Mevsim kış günüyse zincir taktırın,
Hava raporuna o gün baktırın,
Seyahat ederken dikkatli olun.