Politika
O kız orada dururken
Ben nasıl bütün dikkatimle
Roma’nın, yok Rusya’nın
Ya da İspanya’nın
Politikaları üzerinde durayım?
Oysa gezmiş görmüş bir adam bu
Ne söylediğini bilen.
Öbürü de mürekkep yalamış
Bir politikacı,
Belki de söyledikleri doğru
Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-112
KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-112
Açlığı yok edecek doktrin mi bulmak isteyorsun? Öyleyse ne politika yapar durursun!
Dünyadakilerin yarısı açtır. Politika, bölgedeki açları azaltacağını ileri sürüp dünyadakileri çoğaltan gecikmenin adıdır.
Sırf Artan Düzensizlik Yüzünden
Sırf artan düzensizlik yüzünden
bizim sınıf kavgası kentlerimizde
çoğumuz şu yıllarda karar verdik
daha fazla söz etmemeye
deniz kıyısındaki kentlerden, çatılardaki kardan,
kadınlardan,
mahzendeki olgun elmaların kokusundan,
etin duygularından
bir insanı insan yapan ve onu şişmanlatan tüm şeylerden.
Ata''m İzindeyiz!
Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!
Yobazlarla gericiler,
Bir Şair
"Müzik ve ekmek, süt ve şarap, aşk ve uyku. Bedava. Büyük
ölümcül kucaklaşması birbirini seven iki düşmanın: Her
yara bir çeşme. Arkadaşlar, zamanın sonuna dek sürecek
sonul sohbet için silahlarını iyice bilerler. Aşıklar geçer
gecenin içinden, birbirine geçmiş biçimde, yıldızların ve
gövdelerin birliği. İnsandır insanın besini. Bilgi düş
görmekten farklı değil, ne de düş görmek yapmaktan. Şiir
ateşe atar bütün şiirleri. Sözler bitmiştir, imgeler bitmiş.
Nesne ile adı arasında uzaklık kaldırılmış; adlandırmak
Savunmalar 4 (Türklüğe Hakaret Davasından)
Yüksek muhakemenize karşı kuru usul ve basit (prosedür) yoluyla söylenecek son söz, bu âna kadar riyazî bir ispata kavuşturmuş bulunduğumuz emniyetiyle, şudur':
- İzahını biraz evvel yaptığımız gibi, en uzak olduğumuz hedef padişahçılık, kâmil zıddiyle aksini yaptığımız iş de Türk milletini tahkirdir. Teşhir ve tahkir bakımından fertlerle, fertlerin şahıs cepheleriyle de hiçbir alışverişimiz yoktur.
Fakat işi, 'hâkimin takdiri' denilen fevkalâde geniş ve şamil hakkaniyet duygusuna tevdi edince, kaydetmek zorunu duyduğumuz birkaç nokta kalıyor:
Maalesef
Siyaset meslek olur, insanlar keneleşir
Büyükler fil-gergedan, küçükler süneleşir
Ruhlara perçinlenen kelepçeler çözülmez
Günler uzar ay olur, haftalar seneleşir..
Canını Sıkma
Siyaset sokaklara düşünce böyle olur
Hamaset korkaklara düşünce böyle olur
Lahavle çek arkadaş ve hiç sıkma canını
Maymunlar bardaklara düşünce böyle olur.
13.11.2008
Destan
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu içimden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan islam'ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Hatırlat Da Haziranın Sonlarında Çocukluğumu Yakalım
Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil
Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
Duvar
- bu şiir ikinci dünya savaşı içinde
kahredilen bütün dünya duvarları
için yazılmıştır.-
ben bir duvarım hiç güneş görmedim
sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar
yüzümüz benek benek tahta kurusundan
ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar
- kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim
- sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan
Hıyarname
Belli vazifesini yapmış Bostancıbaşı
Sabahleyin baktım ki hıyarla dolmuş çarşı
Dizilmiş tablalara uzunu ve kısası
Kurmuşlar hal içinde maruf hıyar masası
Hıyar deyip geçmeyin, şifadır çok maraza
Koklatırsınız kurda, yedirirsiniz kaza
Hıyarın pörsümüşü çobana azık olur
İsmi Olmayan Şiirler 4
Muslumanlik sizi gayet siki, gayet saglam,
Baglamak lazim iken, anlamadim, anliyamam,
Ayrilik hissi nasil girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmiyyeti seytan mi sokan zihninize?
Birbirinden muteferrik bu kadar akvami,
Ayni milliyetin atlinda tutan islam'i,
Temelinden yikacak zelzele, kavmiyettir.
Oyum Siyam Balıklarına...
Siyam balıkları olsalardı belki okyanusa kaçabilirlerdi, ama değildiler. İnsandılar. Üstelik üçü de erdi. Aileleri yoksuldu. Kimsesizdiler... Arkalarında onları koruyan güçlü, nüfuzlu kişiler yoktu... Birliklerinden kaçıp Rum kesimine sığınmak istiyorlardı... En güvendikleri subay bendim, öyle ki; kaçın, kurtulursunuz, desem hemen o gece her şeyi göze alarak karşı tarafa geçerlerdi...
Kuzey Kıbrıs'ta çok sıcak bir yaz gecesiydi. Nöbetçi subayıydım, odamda tek başıma oturmuş bu cehennemden kurtulmak için gün sayıyordum... Ama onların durumu benimkiyle asla kıyaslanamazdı. Aylardır aldıkları emirlerin sızısı adeta derilerinin içine işlemişti... Bu sızılar gözlerinden okunuyordu. Artık dayanacak güçleri kalmamıştı. En küçük hatalarında subaylardan dayak yiyor, durmadan aşağılanıyor, hakarete maruz kalıyorlardı. Hatta bu davranışlara maruz kalmaları için hata yapmalarına bile gerek yoktu. Onları sırf karanlık zevkleri için, dahası can sıkıntısından döven, aşağılayan subaylar vardı...
Hayatımızın Tercümesi
“Biz-biz” diye avunduk, biz yoktu, “ben”ler vardı
Siyaset sofrasında bizi yiyenler vardı...
Körpe hayallerimiz kör tırpanla biçildi
İşret meclislerinde kanlarımız içildi...
Dağlar yürüsün diye atlas yelkenler gerdik
Nemi kurusun diye denizlere un serdik...
Nurdan gömlek giydirdik çamurdan heykellere
Kömen
Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.
Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermezse, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.
Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Bir Nevi Otuzüç Yaş Şiiri
Artık kısa pantolonlu çocukları
Gençlik parkına götürmüyorlar
Ve anneler trafik lambalarında köylü değiller o kadar
Locadaki farelerden bile kemirgen
Gişeci kadın nur sinemasında
En sevdiğim karate filmi
Tek kollu kahramanımızdı vang yu
Ve ondan çok kollu doğmuştu bruce lee
Ki genç yaşta kaybettik kendisini
Görünen Köy
Hilâle düşman kim desem,
'Haç'değil mi gardaş,
Haç? ! ..
Ayasofya benim desem,
'Suç' değil mi gardaş,
Suç? ! ..
Namaz kılmak yasak amma,
Papa girer eyler dua
Yunus'' Ki Sütdişleriyle Türkçenin...
Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin
Ne güzel biçmişti gök ekinini,
Düşman müşman girmeden araya
Dolanıp bütün yukarı illeri
Toz duman içinde yollar boyunca
Canından sızdırmıştı şiiri;
Vasf-ı Hal'inde öyle esrikti
Acı dirliği Aşık PAşa'nın,
Günlük gibi havayı doldururdu.
Sevginin ve kimyanın öğretisi;