Para

Göbekler perçin olmuş
Hava geçmez aradan
Bozulmayacak kız mı var
Sen haber ver paradan

Satılık Aşk

Deniz gözleri
Ebrulu bakışlı
Sevdayı kendine esir eden
Omuzu şallı kız.
Söyle! Aşkını kaça sattın?
Kaç kere görücüye çıktı
Uzun saçların
Kaç pazarlığa teslim oldun
Söyle
Kaç kere gerçekten aşık oldun

Dr. Che

Dünya böylesine güzel
olur muydu yine
diplomasını çerçeveleyip
para kazanma derdine
düşseydi Dr. Che
yüreğini dağlara asmak yerine

Yuvarlağın Köşeleri-Görel-Etika-Birinci Bölüm-208

GÖREL-ETİKA-208

– İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı?
– Bu, insana bağlı.

Arkamdan Konuşmasınlar Diye

Her Donkişotun bir yeldeğirmeni vardır
Benim ki Heybeli’de
Yarı yarıya yıkık
Üstünde
Kırmızı üstüne beyaz beyaz harflerle
Kocaman
TÜRKİYE HALK BANKASI
Yazılı
Vallahi billahi de
Beş kuruş almadım o reklam için

Ziyaret Günü Notları

I

Bugün başlıyor asil çilesi,
Namus yüzünden on beş yıl giyen
Beşiktaşlı Ragıpın,
Bugün tuttu Adana’nın yolunu
İki çocuklu karisi;
Seyhan Bara kontratlı gidiyor.
Kaslar alindi, saçlar boyandı.
Roplar dikildi modaya uygun,

Galata Köprüsü

Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz cimacıdır halat basında;
Kiminiz kustur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;

Şimdi Sevişme Vakti

Çıplak heykeller yapmalıyım,
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı kasketli,
Yırtık mıntanından adaleleri gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım

Fatih Kürsüsünde Seçmeler

Birinci zumreyi teskil eden zavalli avam, AVAM: Halktan ilmi irfani
Biraksalar devam edecek tatli uykusuna devam. az olan kimse

Bugun nasibini yerlestirince kursagina;
'Yarin' nedir? Onu bilmez, yatar donup sagina.

Yikilsa ars-i hukumet, tikilsa kabre vatan, KABR: Mezar
Vazifesi degil; cunku 'hepsi Allah'tan! '

Halk Böyle İstiyor Oğlum



Halk Böyle İstiyor Oğlum! ...

'Bir babanın doğum gününde
oğluna mektubudur... Görülmüştür'

Sevgili oğlum
Bugün tam on yedi yaşındasın
Görüyorum ki artık

Tamam Yavrum, Meleğimiz Yok; Ama Yağmurumuz Var

sera etkisi deyin ne derseniz deyin
eskisi gibi yağmıyor işte yağmur.
özellikle büyük kriz zamanındaki
yağmurlar geliyor aklıma.
kuruş para yoktu ama bolbol
yağmur vardı.
öyle bir gece veya bir gün
değil,
7 gün ve 7 gece
YAĞARDI

Onyedi Yaşım Gibi

Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın .
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim ,
İlk şiirim, ilk kavgam ,
Yaşamı ilk farkedişimsin .
Sen benim onyedi yaşımsın...

Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan.

Gençlik

Çokları ilk gençliğinde
Hülyalı olur, sevdalı olur
Ekmek elden, su gölden
Evin parası cebinde
Karun misali olur.

Kaç kişi çıkar o devirde
Geçici dünyada insana
Kalıcı değil ana baba
Bunu derinden bilir de

Pazar Akşamları

Şimdi kılıksızım
Fakat borçlarımı ödedikten sonra,
İhtimal bir kat daha yeni esvaplarım olacak ve ihtimal;
Sen yine beni sevmeyeceksin...
Ve pazar akşamları,
Sizin mahalleden geçerken süslenmiş olarak,
Zannediyormusun ki;
Bende sana şimdiki kadar kıymet vereceğim...

Gecikmiş Borç

Adana'ya bir gün yolun düşerse
Beni bitpazarında ara
Bil ki anıları bir sandığa koyup
Haraç-mezat satıyorumdur
Sana yazdığım şiirleri
Bir kadeh şaraba değişiyorumdur


Berlin'e yolun düşerse bir gün
Metrolarda beni ara

Parasız Yatılı Dinbazlık

Her yoksul biraz
parasız yatılılık taşır içinde
küçük şeylerdir mutlulukları
korkarlar büyük denizlerden

Her yoksulda biraz
dinbazlık vardır
bu yüzünden korkunç bencildirler
zalim ve korkaktırlar üstelik

Beş Parasız

Beş parasız okul yılları
Toy bir sıcak gurbet sokakları
Otogarda çaresiz gururlu bir sefalet
Baştan kaybedilmiş fakülte aşkları
Gözümde bir çocuk, ruhum bin yaşında
Yıl sonunda okuldan kovulma telaşları

Yıllar yılları kovaladı
Dostlar kalbimi yaraladı
Ya gittiklerinden ya vakitsizlikten

Parasız

Ben sersemin biriyim
Oturmuş senin için aşk siirleri yazıyorum
Ellerinin beyazlığından
Gözlerinin güzelliğinden bahsediyorum
oysa ki sen bir ettir, ekmektir tutturmuşşun
gözün dünyayı görmüyor
al bu şiiri, götür sat
para ederse
bir ekmek, yarım kilo pirzola al
otur zikkimlan...

Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Aslandan Al Haberi

Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları.
O Hıristiyanlar ki
Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan başka suçları yoktu...
Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlarmış sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları