Korku

Korkuyorum anneciğim, nerde ellerin
Bu gecelerden ki kalbe aşina
Havalarda büyük misafirlikler dolaşıyor.
Korkuyorum değerken karanlığın hayatına.

Korkuyorum anneciğim, nerde ellerin;
Bu adamlar ki çalışmakta
Sabahın temiz şarkıları,
Yükselmiş bayraklar uzakta.

Korku

Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
İnsanların yalancı gurularına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!

Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.

Uykudaki Korku

Gece kuşları
ışığı tel tel koparıyor pencereden

Ay
yapraklarından
köklerine inmiş papatyaların

Çöllerin
kuru hışırtısını titreyen bir yılan
sanki kıvrılıp kayıyor

Korku Ve Yakarış

Yüklenip geliyor gökyüzü evimizden yeryüzümüze
Dilimize onur veren kelime

Güzel ticaret ettik
Çölü okuyabiliyoruz deveyi çözebiliyoruz

/Delicesine yalnızlıktan yana reyi
Elleri berrak ve dolu
Arındı soyu kurudu kinlerin sanki
Vuruyordu son bahtsız atılışında

Korku

Bir lahza uzaktan seni görmem,
Hasretle yanan bağrıma bir damla su oldu.

Sensiz geçerek ruhu karartan koca bir yıl,
Hissiz ve hayatsız bir ölüm uykusu oldu.

Ömrümdeki en korkulu endişe ve duygu,
Sensiz yaşamak korkusu oldu.
5 Mayıs 1945

Korku

Ben deliden çok kurnazdan korkarım
Cahilden ziyade yobazdan korkarım
Bedenimdeki hastalıklardan değil,
Adalete düşen marazdan korkarım.

Korku

Yüreğimde yeryüzünün ağırlığı var
Başımda bütün rüzgarların uğultusu
Dalgalanır içimde en yüce dağlar
Büyük kederlerim denizler dolusu

Ne yana baksam gecedir, karanlıktır
Her köşede beni bekler binbir pusu
Ben zamanları içmişim asır asır
Kadehimde geçmiş çağların tortusu

Üşümekten Değil Korku

Yorgun savaşçılarız, yengiler eskitti bizi
Utanırız tadına varmaktan içkilerimizin
Biri bütün güneşleri toplar, vermeye bekletir
Üşümekden değil korku, ısınır olmaktan
Yorgun savaşçılarız, sevgiler ürküttü bizi

Tutulmuş dağ yolları oklar ve tuzaklar
Biri dostluk adına bağışlar çirkinliğimizi
Düz yollara düşeriz yeniden oksuz ve tavşansız
Yılgın savaşçılarız, sevgiler ürküttü bizi.

Korku

Bir kalbim varki benim, sevdiğinden burkulur:
Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur...

Korku

Tanrı onları dört gözden ayırmasın
Hiçbiri anne baba yokluğu bilmesin.

Büyükler gidince çocuklar küçükse onlar da ölmeli
Çünkü kendi evlerinden gayrı evler el evleri
Hele o kış ayları korkulu akşamüzerleri.

Bizler ki büyükken bu kadar yalnızız da
Ya onlar küçücük kalırsa ardımızda?

Korku

Gece ormanda bir şey değişmez
Aklın lambaları altında
Ancak gözün keyfi değişir
Gündüz aydınlığında

Ağaçlar insan eti yemez
Akıl vücudun yardımında
Gece ormana iner inmez
Vücutla akıl arasında

Yüzlerin İnce Lifinde Korku

İlk teksif harbin kazdığı çukurlara
Adım başında ğöğsü parçalanmış gözleri hâlâ canlı bir ceset
Enerji geliyor elektrik kaynıyor sulardan
Toprak insan
Karmaşık soru bir çabuk cevap
Kimbilir nasıl çikilotalarını yarıda bırakacaklar
İki ucundan da elleri ısırmış
Bütün kan rezervleri boşalmış damarlar
Yalnız kalmış

Biz Yalnızız, Korku Yalnızıyız

Biz yalnızız, korku yalnızıyız,
bir başkasındadır tek dayanağımız,
her söz bir orman gibi olacak
bizim bu yolumuzda.
İstem, sadece rüzgârdır
bizi iten, döndüren ve kovalayan,
biz kendimiz
filizlenen özlemin kendisiyiz.

Ağır Kan Kaybı

Biz yalnızlıktan doğduk o dağdağalı sudan
Biz yani erdoğan ayşenur ali ve ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku

Buzlu mehtap alçakca kesmişti yolumuzu
Bütün kapılardan açıkca kovulmuştuk

Sokak Feneri

Ölü bir camdan ağlayan korku
İnliyor serserî ve boş geceye;
Kaldırımlar bütün sükût, uyku...

Her duvar, her kovukta şimdi niye?
Bir büyük göz niyâz eder, ağlar
"Bitsin artık bu gizli şüphe! " diye...

Korkarım... Saklanır heyulâlar...
Bana der: İşte bir sahîfe oku,

Ölü Şiiri

derdi, şüphe yok,
Priene'yi görse Kavafis, bir çırpıda:
Yalçın dağa sırtını vermiş şehir,
başka hangi güç çıkartabilirdi oraya
bu gür mermer külçelerini, başka
hangi neden özendirirdi sonsuz ova
ufka uzanırken tırmanmaya, dimdik?

diyecekti yaşlı şair
besbelli: Yazabilseydi

Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-136

SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI-ETİKA-136

Sevgi’den ad yapılıyor.. Mutlu’dan ad yapılıyor..
Aşk adında ne bir kadın gördüm ne de bir erkek.. Bu korku neden?

Kutup Yıldızı

O korku vardı hep çıkılan yolda
O korkusuzluk vardı
Suyun su olduğu günden beri akardı
Biri can verip aydınlatır
Diğeri boğar ve yakardı
Yaşamın her dönüm noktasında
Bir ileri bir de geri
Atılan adımlar gibi alçalma ve yücelme
Atılan adımlar gibi
Büyüme ve küçülmeydi adı

Yalnızlık Şiiri

Bilmezler yalnız yasamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

285 Nolu Rubai

285
Derler: Aşık ve sarhoş cehennemlik olacak!
Bu söz ki gönüllere sanma korku salacak.
Giderse cehenneme tüm aşık ve sarhoşlar;
Küçük yapın cenneti, yarın bomboş kalacak!