Kibr İlinde Kin Tohumun Ekenler

Kibr ilinde kin tohumun ekenler
Benlik bulur büdelâyı beğenmez
Haram lokma ile demler çekenler
Helaldan olan sofrayı beğenmez

Mal-i hille kullanmadır efkârı
Hak’tan gâfil olmuş şeytanın yari
Kendi sınıfında var itibarı
Burnu kaba, fukarayı beğenmez

Soğukluk

Ateşli bir sevi gibi yeşeriverdi acılanarak
ateşini seyre dalan bir kin. Bir yüz,
bir ten sevişmişcesine.

Öluverdi teni çinlayan sesleri dünyanın.
Bir titreyiş kapladı varlıkları. Tümüyle
bir sese asılı kaldı yaşam.
Acı bir esrime içinde geçiyor günler
yüzümü soldurarak geri gelen sesin
üzünçlü okşayışında. Yeniden çınlayan

Bu Mevtayı Nasıl Tanırdınız?

Giderken alkolden girdi komaya
Meyhaneyi yurt sayardı bu deyyus.
Yemin eder 'pazar' derdi 'cuma'ya
Ağustos'u Mart sayardı bu deyyus.

'Ben dahiyim, eşim-dengim az' derdi
İnat için 'zemheri'ye 'yaz' derdi
Kuşa 'kirpi', kurbağaya 'kaz' derdi
Kel sıpayı kurt sayardı bu deyyus.

Yabancı

Söyle, Anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?
“Ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.”
“Dostlarını mı? ”
“Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.”
“Yurdunu mu? ”
“Hangi enlemdedir bilmem.”
“Güzelliği mi? ”
“Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.”
“Altını mı? ”
“Siz Tanrı’ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.”

Hafta

1

Dalgası ırmağın
Gökyüzünün kuşağı
Rüzgar yaprak ve kanat
Bakış söz
Bağlılığım sana
Gidiyor bir yere durmadan.

2

Ankara Acıları

hüznümün dudağıdır gökte açan karanfil
talih, bir cellat gibi vurdu yüreğimizi
ateşler ülkesinde o ve ben, iki mahkum
kâh bir sevda çölünde parlayan ay ışığı
kâh rüya bahçesinin zehirli sarmaşığı
uzaklardan bir rüzgar esiyor efil efil
sessizlik, acze düşen bir hayal kadar sefil

şimdi gül, ey korkular şehrinin yelpazesi
hasretin o en uzun, acının en tazesi

Yeter Ki Gel

Üzülme her hafta gelemem diye
Haftada olmazsa ayda gel canım.
Üç yüz altmış beşi böl on ikiye
Sırala otuzu say da gel canım.

Bekletme geciken müddet ziyandır
Güzele kin, öfke, hiddet ziyandır
Varsa gurur, kibir, şiddet ziyandır
Onları orada koy da gel canım.

Adam Olmak

çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana

düşlere kapılmadan düş kurabilir

Derviş Yunus

Tabtuk dergahından feyizler alan,
Yanan Yunus idi,o derviş Yunus...
Gönlünü derya,ummanlara salan,
Dalan Yunus idi,o derviş Yunus...
***
Gezer idi; iki Arşı alayı,
Sevgi ile yoğururdu mayayı,
Barış, Hoşgörü bir edip davayı,
Bulan Yunus idi,O derviş Yunus
***

Ego

Son kadeh içilmiş,
Son söz edilmişti.
bir düşünce sardı hepsini..

Bir hatıra,
Bir hırs,
Bir kıskançlık,
Bir yanıltı,
Bir kardeşlik,
Bir yanlışlık,

Yoksul Bir Kedi Gördünüz Mü Hiç

Şu bitmez dalgalarıyla deniz ruhumu
Çalkalar bırakır sarhoş gibi kalırım
Takılmam arkasına şarkılarının
Yosun rengi saçlarını sulara salan denizkızlarının
Matem tutarım, ayrılıklara şahit
Gök gümbürder, yalnızlık tutar başımı
İçimin kandili söner

Kaç kere döndüm kapından umudum, aşkım
Yardım isteyen dilimde çıkan çıban

Çıkış Kapısı

Kesik bileklerimi göstererek girdim
sinema kapısından içeri
bendim sefer öncesi
korkaklar kadınlarının yanına dönsün
sözüyle padişahın
ordudan ayrılan yeniçeri

Kapındaki postalları görünce
balkona astığın sutyenin
damlalarıyla ıslanan kedinin

Oy Dağlar

Yazlar kışlar uçan kuşlar tanığımdır
Ayrılıklar yolum oldu
Can yoldaşlar dil sırdaşlar tanığımdır
Ölümlerden gülüm soldu
Anam bacım arkadaşlar tanığımdır
Zulüm gelip beni buldu

Oy dağlar yalçın dağlar
Dumanı hırçın dağlar
Gün olur devran döner

Diken Diken Vuslat

zembilcide büyüyen, dal üstünde uyuyan
gülmek sende gül olur, sen bende diken diken
elmas beşik içinde kundağını öptüğüm
sevmek tende gül olur, ten bende diken diken
inci döker gözlerin asil kirpiklerinden
umut kanda gül olur, kan bende diken diken
kezzap akıtsan bile filizlenir yüreğim
ölüm canda gül olur, can bende diken diken
maverayı bulunca kapında süvariler
kılıç kında gül olur, kın bende diken diken

Zinhar Kötü Kelam Söylemeyesin

Arzulayıp Hak demine gelince
Gönülde kin kibir eylemiyesin
Hakikatın kubbesine girince
Zinhar kötü kelam söylemeyesin

Evliya cemidir sayılmaz hatır
Eğer isterlerse bir kelam yetir
Ağır ol sakin ol postunda otur
Her yerde ataklık eylemeyesin

Biz Muhammet Ali Diyenlerdeniz

Ey yezit bizlerde kıl ü kal olmaz
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
Tarikat ehline mezhep sorulmaz
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Eğnimize kırmızılar giyeriz
Halimizce her manadan duyarız
İmam Cafer mezhebine uyarız
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Aşka Reddiye

Kapılmayı göğün maviliğine,
Bir güneşle bütün bir gün mutluluğu
Unutalı yıllar geçmiş aradan
İnansaydım sana eskisi gibi
Hatırlat derdim belki yine

Sen yoksun ey aşk
İnsanlar arasında yangın yerleri,
Kısa yakınlıkların yıkıntıları var
İşin kötüsü daha sevginin başında

Nerden Çıkarıyorsun, Asker

Nerden çıkarıyorsun, asker
seni sevmediğimi,
aynı değil miyiz ikimiz de,
sen de,
ben de.

Sen yoksulsan ben de yoksulum işte;
sen halktansan ben de halktan gelmeyim;
nerden çıkarıyorsun öyleyse, asker,
seni sevmediğimi?

Bir Gülü Büyütmek Yok Mu

Örsün üstünde ses
Ve kıvılcım
Hep gençlik çığlıkları hatırlarım
Ayakları çıplak, göğüsleri yırtık
Yaralarıma umut basmışlar
Bir gülümseme gibi taşıyorlar
Kamçı izlerini ve kederi
Hatırlarım
Daha dün gibi
Yüzyıllar boyunca

Son Kadeh

Yıkılmış yuvama kaldırıyorum kadehimi
Kin , öfke dolu hayatıma
Yalnızlığına ikimizin
ve sana kaldırıyorum.
Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın
Gözlerindeki ölü soğukluğuna
Hayatın bu kadar acımasız , kaba oluşuna
Ve kurtarmamasına bizi tanrının

1934