Hatıra
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu;
Rüyalarıma tayf halinde konan,
Peşime bir korku gibi düşen o.
Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
Dolardı aydınlık olup, odama.
Bahçemde süzülür giderdi bahar
Sabahının fecri vururken cama.
Bir Şairin Hatıra Fotoğrafı
BİR ŞAİRİN HATIRA FOTOĞRAFI
Adana'da doğmuşum
Mirza Çelebi'de
İlkokulu İstiklal'de
Orta'yı Tepebağ'da
Liseyi Erkek Lisesin'de okumuşum
Kimilerine göre doğuştan şair
Biraz da asi doğmuşum
Sarı Saman Hatıra Defteri
ihsan y.'e
ısrarlı bir çocuk gömleği var bu gece üstümde
siyah, cepsiz, buruşuk ve kirli
okuldan mı kaçtım, evden mi, söyleyemem
titrerdi ellerim uzanıp düzeltirken yüzünü
dudakların Bastille'di, yanılmıyorum,
gözlerin, en çok o körkütük gözlerin devrilir ve
uzun uzun susardı, gözlerine su veremezdim,
tek bir imge taşımazdı birbirimize duyduğumuz his
Hatıra
Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar...
Zaman sanki bir rüzgar
Ve bir su gibi aksın...
Sen gözlerimde bir renk
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes
Olarak kalacaksın...
Bir Hatıra-T Mazı
Bir iftirak ile düştüm esir-i hicranım,
Hayal-i fikr-i muhale serîr-i hicranım,
Nedim-i bade-i aşkım, zamir-i hicranım,
Visal-i redd-ıçin emr-i asîr-i hicranım,
Samâh-ı ruhta çınlar safir-i hicranım.
Cihanı bir bilirim hilkaten alelıtlak,
Bu yerde ehline râci bütün nifak u şikak,
Bu bezm-i meyde muhabbetle cûş eder eşvak,
Gezer terane-i neyle peri-i aşk-ı firak,
Hâtıra
Renk renk hâtıralarım oda oda silindi;
Anne kokan bir Türkçem vardı, o da silindi.
Sen Gelmeyince Hatıra Bilsen Neler Gelir
Gah sakisi gehi sagarı geh badesi yok
Görmedim meclis-i maksudu tamam amade
Gonca gülsün gül açılsın cuy feryad eylesin
Sen sus ey bülbül biraz gül-şende yarim söylesin
Habda busesin almak nice mümkin zira
Busenin sayesi ruhsarına düşse uyanır
Ey meh leyal-i vesvese-hiz-i firakta
Sarı Çiçek Sarartıyor Dağları
Sarı çiçek sarartıyor dağları
Kırmızı gül bezediyor bağları
Dertli bülbül çilelenmiş ötmüyor
Hatıra getirir eski çağları
Kırmızı gül açmış yarin bağında
Gözüm kaldı sinilerin ağında
Cennet kapısı var yar otağında
Hatıra getirir eski çağları
Ağrı
O günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç dünya için.
Rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli.
Kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş,
Limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum.
Uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
Ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
İçimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.
Hece Ve Ölüm
Ahşap şehrin kağıda vuran
camları. Kırıldı. Görüntü
havuzdan döküldü. Çılgın dil.
Neyi unuttum? Bir örgü. An
nem örüyor, ben çözülüyordum.
Elmayı soyup bir tabağa
koyar gibiydim. Güzel gibi
Kulyağımda dönen çılgın dil—
dönüp duran hâtıra kutum,
içindeki kedi gözleri
Nedamet Gelmez
Lûtf ile hasid-i bedhahe nedamet gelmez
Telh olan meyveye şekerle halâvet gelmez
O teravetle simin bedeni gördükçe
Hatıra bus ü kenar ile kanaat gelmez
Mey sebüktıynet olan âşıkı küstah eyler
Ne kadar yare niyaz etse hacalet gelmez
Doğrusu yar ile hemdes-i mey-i ülfet iken
Geçmiş Yaz
Rü'ya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her si'rini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan
Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rü'ya duruyor yerli yerinde!
Anlamlar Iı
Zamanın kıyısız gemisinde yanlış fotoğraflarım yoktur
Yanmış fotoğraflarım yoktur zamanın pişman gemisinde
Akşamı tırmalayan huzursuzluk bin yıl arkamdan gelir
Kim gördü? Yalnız bir fotoğrafta yanmış tek hatıra yoktur
Hatırayı elleyen bir anne kadar yorgun ve uzaktayım
Bıyıkları kendinde bir sokak kedisiyle ansızın paylaştığım
Serüvenin ellerinde cam olan –sandığım ne varsa
Beklenen dağılmanın yüzde bir yağmur gibi kırıldığı andayım
Azılı Aşklar Şatosu
bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey hatıra değil aslında
kaynayan sular gibi bakardın ya bana
donan sular gibi gülerdin ya
bütün büyük sular korkutuyor şimdi beni
bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey ihanet değil aslında
kararan havalar gibi dokunurdun ya bana
bozan havalar gibi şevişirdin ya
Harp İçinde
Babalar evlerine mahçup döndü her akşam
Harp içinde.
Anaların sütü kesildi,
Çocuklar ağladı,
Erkekler askere gitti.
Kadınlar bir deri bir kemik.
Harp içinde kızlar sarardı.
Savaşanlardansa
Ancak bir hatıra kaldı.
Tren
Nereye bu gece vakti?
Güzel tren, garip tren?
Düdüğün pek acı geldi,
Hatıra neler getiren.
Çokmudur mendil sallamam;
Her yolcu az çok aşinam,
Haydi, yolun açık olsun;
Geçtiğin köprüler sağlam,
Tüneller aydınlık olsun.
Öldükten Sonra
Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan
Benden Size
Yalnız ben mi inkâr ediyorum Allahı
Mevsimler benden kafir
Ya kuşlar ve ağaçlara
Ne buyurulur
Uzun söze lüzum yok
Şahidimdir
Beş parasız gezindiğim sokak
Bir zaman yaşadığıma
Seher Gelür
Şevk-i ruhünle dideye feyzi seher gelür
Fikr-i hatınla mürğ-i dile bâ ü per gelür
Ey meh leyal-i vesveshiz-i firakda
Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelür
Bir arsede mürahhas-i peryazdır gönül
Kim mürğ-i bikarar-i nigeh besteper gelür
Lezzetten olsa telh-i zahirle naümit
Kûşe-İ Meyhaneden Gelmez
Hayalinden gelir gam hatıra cananeden gelmez
Sitem hap âşinalardan gelür biğâneden gelmez
Haset avkatına ol ârif-i âlemişinasin kim
Elinden cam düşmez kûşe-i meyhaneden gelmez
Umarsın bir nüvaziş açtığın bin zahm için amma
Bu insaniyet ey dil gamze-i caneneden gelmez
Misal-i halka tuttum gûşümü ebvab-i âfaka