Hasret 1

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık, aynı daldaydık.

Hasret 2

Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!

Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi

Hasret

Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda
Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda...

Hasret Türküsü

Bekleme, ağlama, beni çağırma
Tükendi dermanım gelemiyorum
Bu dağlar harami, yollar ejderha
Yitirdim yönleri bulamıyorum

Ezel meclisinde divan kurmuşlar
Çamurumu çile ile karmışlar
Yazıp çizip ak alnıma vurmuşlar
Hasret fermanımı silemiyorum

Hasret

Şimdi tarlalarda güneş vardır.
Karlar donmuştur otların uçlarında..
Artık akşamları dinlenemem
Başım avuçlarında.

İçi korku dolu kış gecesi
Hiç yatağın yok mu sıcak
Dağları dolduran kır çiçeği
Hangi rüzgarlar seni koklayacak!

Hasret

Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri,
Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye:
Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri,
Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır
diye

Hasret

Şu dumanlı doruklarda
Boz şahinler uçmaz gayrı
Gözelerden ağı çıkar
Alperenler içmez gayrı

Obam yurdum talan oldu
Destanlarım yalan oldu
Yollar birer yılan oldu
Kervanlarım geçmez gayrı

Ölmüş İçimde Hasret

İçimde bir sıkıntı
Bir kasvet... bir duman...
Dünya dar gelir inan
Seni düşündüğüm an

Titreyen ellerimde
Sevgimiz arap saçı
Umrumda değil zaman
Çalsa da bilmem kaçı

Hasret Iı

Dostlar beni götürün
Sonsuzluk ülkesine.
Yalvarsam yana yana
Yüceler yücesine.

Karanlığı çıkarıp
Atsam deniz dibine.
Aydınlığın sarılsam,
Sımsıcak bileğine.

Hasret

Ben sensiz bir avare kayboldum yangınlarda
Toz duman düşer hayalin gözlerime
Ben hala eski günlerde sevgiyi ararken
Kor alevler yanıp durur yüreğimde

Hasret koparıp atıyor
Bitmez bu kara geceler
Hasret dolanıp duruyor
Bitmez bu keder

Hasret

Bir gün şu koca dağları aşıp,
Bir gün memleketime dönebilsem!
Evimizin çift kanatlı kapısını
Tekmemle açacağım.
Bak! işte anne! bak! ..
Ben geldim!
Ben diye haykıracağım.
Limanın en cesur balıkçısı,
Recep ustadır benim babam;
Şafakla beraber

Hasret

Sen o mesut ülkede,
Ben ise buradayım.
Gündüz gelip geçse de
Ben hâlâ uykudayım.

Beni yanına sesle
Geleyim bin hevesle
Ruhuma o nefesle
Üfle ki uyanayım.

Olmaz Mı

Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam;
Geçip de aynaya, soran olmaz mı?

Bir parçacığım ben, bütüne hasret;
Zaman döne dursun, o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı?

Hasret

Kalbimi hoplatan da ne?
Nedir beni dışarı çeken?
Çevirip de sıkarak
Evden itip yuvadan eden?
Aynı ta oradaki bulut
Kayalardan sıvışır gibi!
Göç etmek istiyorum
Varmak ve kalmak bengi!

Aha salkıyor kargalar

Hasret Odu Bu Kulbe-İ Ahzanım İçündür

Çok istediğim cânımı cânânım içündür
Cânânımı çok istediğim cânım içündür

Ah eylediğim âhü tek anber nefesinden
La’lin sıfatı ağladığım kanım içündür

Hunin-i ciğerim gamze-i bürrânın elinde
Şüride gözün dide-i giryânım içündür

Hün-hâr gözün nize-i müjgânı cem’ etdi

Monna Rosa -I- Aşk Ve Çileler

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,

Zindandan Mehmed''e Mektup

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

Beklenen

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,

Memleket İsterim

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;