Eski Ev

Köşede altın oymalı Edirne kavukluğu,
Üstünde çeşm-i bülbül sürahi
Yıldız Serpintili mavi bir buğu...

Birinde kallavisini dinlendirmiş asırlar,
Öbürünün ışık göğsünde
Geceler dolusu sırlar! ..

Duvarlarda iki kılıcın gümüş çaprazı,
Sene 1053 amel-i Şahin Usta

Küçük Ev

KÜÇÜK EV

Hangi eve
Başımızı soktuysak..
Yer yerinden oynadı
Aşkımızdan.

Büyük aşklar
Eve sığmaz diye
Bir şair sözü vardır da,

Beyaz Ev

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev.
Her dağ yamacına kurduğum,
Beliren her su kenarında,
Pembe damlı, yeşil pancurlu, balkonlu,
Balkonuna tırmanan sarmaşık.
Gece, pencerelerinden sızacak ışık,
Kışın tütecek bacası.

Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak.
-Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak-

Emek Çektim Bir Ev Yaptım Erenler

Emek çektim bir ev yaptım erenler
Yine bu güzele bildiremedim
Bahar geldi çiçek bitti ot bitti
Toprak güldü taşı güldüremedim

Yüreğimde belli belli yaralar
Şeytan kalbin almış gözün köreler
Hakk'ın niyaz eylemeye âr eyler
Eğilip bir secde kıldıramadım

Bir Ev Bir Çocuk

Gençten bir adamdı
Hikayesi gayet kısa.

Yıllar yılı tek başına yaşadı
Bir gün rastladı bir kıza

Düşündüler, birlikte yürüseler
Ömür geçiyor nasılsa.

Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer

Ev Zamanı

Büyük istasyonlardaki büyük vedalar için
Trenler uzun bekler güzel bir gelenektir
Büyük istasyona benziyor artık bu ev
Tren bir yolcu daha edinecek demektir

Bulunduğum ruh halinden şöyle bir bakıyorum
Şu odanın biçimini alan ben değilim sanki
Şu mutfağın çeşmesinden akmamışım su yerine
Sofrayı donatmamış oturmamışım balkonda
Özellikle çocuklara sarılıp baktığım zaman

Bir Ev Çizeceğim

Bir ev çizeceğim bölümsüz doğu-batısız
Verin ellerimi
Serin gölgelerde kişiler çizeceğim
Ağısız çocukluklar

Sen-benim biz olduğu çağ
Ayrı bölüm düşkünü yok aramızda
Çalışmanın büyüsü irelecek
Evimizin düzeni yerinde

Buda''nın Yanan Ev Kıssası

Gotama Buda,
bağlandığımız hırs çarkını verdi
ve şunu öğütledi:
Bırakın bir yana tüm hırslarınızı
ve girin Nirvana dediğim hiçliğe
tüm isteklerden arınarak.

Sonra bir gün öğrenciler ona sordu:
Neye benzer bu hiçlik üstat?
Öğütlediğin gibi, bütün hırslarımızı

Ev Türküsü

şairim ben, varlığın evinde oturuyorum,
düzgün ve temiz tutuyorum onu,
her gün silip süpürüyorum,
havalandırıyorum yeni esintilerle.
buna karşılık, Ev Sahibim de
kira almıyor benden.

erken kalkabiliyorum her sabah;
neden mi, çünkü, güneşin doğacağı saate
ben kendim karar verebiliyorum bu evde.

Ne Ev-Durur Düzülmiş Hûb U Dil-Ber

Ne ev-durur düzülmiş hûb u dil-ber
Aña beñzer içinde bî-had evler

Ne dürlü nesne varsa ol ulu ivde
Olur bu kici evlerde musavver

Aceb kim sıgmayan ol ulu ive
Kiçi evlerde sıgâr Allahü Ekber

Kodılar iki çift ol ulu ive

Kıyıdaki Ev

Kanıt aramadı hiç; kuşku duymadı.
Düşündü durdu geride bıraktıklarını,
genç ölüleri.
Nereye yerleşeceklerdi karaya çıktıklarında?
İşte şu boş ahşap ev kıyıda, Rumlardan kalma,
O bildik sesi denizin aynı dili konuşan.
Oysa susarak geçirebilir o, kalan günlerini.
Kim sürecek şimdi bıraktığı mallarına
Karşılık verilen on dönüm tarlayı,
Kim toplayacak zeytinlerini yüz kırk ağacın?

Avlular Gazeli

ev ne, duvar! Avlu bir gülümseme
göz kırparsan taşın bile kalbi var!

ev ne, zaman! Avlu haziran gibi iyi
sudan işlek, gökyüzünden çalışkan

ev ne, karanlık! Avlu fenerli deniz
zeytin ağacından ada, gölgesinde yunuslar

ev ne, vatan! Avluda atlas açık

Almanya Adresim

Almanya'ya ayak bastım basalı,
Ev arıyorum, bulamdım gardaşım.
Burda herkes aynı dertten tasalı,
Ev arıyorum, bulamdım gardaşım.

Nere gitsem talihsizlik peşimde,
Hal kalmadı çocuğumda, eşimde,
Gündüz hayalimde, gece düşümde,
Ev arıyorum, bulamdım gardaşım.

Cuma

sessiz Cuma
terk edilmiş Cuma
eski sokaklara benzer hüzünlü Cuma
hastalıklı tembel Cuma
sünen sinsi esnemeler Cuması
bekleyişsiz Cuma
teslim olmanın Cuması

boş ev
sıkıntılı ev

Evin Halleri

Sen evden de benden de gidersin bazen
Yol seni bekler, yola koyulursun üşenmeden.
Susar derinden ev, ıssız halidir.

Ben sana, ev bana, sen eve, ev sana
Kara kara bakar ya bazen
Ah kıyamaz hani kimse kimseye.
Evin içerlek halidir, boynu eğilir.

Mutfakta çayın sesi demlenir

İçime Boşal

Emerdim, emerdim gövdeni...
İçine girip, kendime boşalmak isterdim.
İsterdim ki teslim olmam yetmesin sana,
seni sevdikçe büyüyen korkularımdan
beni sevdikçe çogolan inaçsızlıgından
bir ev yapayım kendime,
bir ev,
annemin talan edilmiş saf rahmi gibi
sonsuza kadar kendimi onunla yakacagım...

Yangın

Gece siyah, yol siyah,
ev beyaz, bembeyaz,
fener sarı !
Siyah, beyaz, sarı !

Yolda gezen gecenin
kör gözlerinde kara gözlükleri var...
Geniş kanatları kar martılar
oturmuşlar evin damına.
Beyaz ev benziyor bir şimal akşamına !...

Fugue Iv

Ben daha yokum 'Sizi kendi şehirlerime götürmeliydim' demişti adam. 'Kendi sokaklarıma, çıkmazlarıma, durmadan taşındığım, hiçbirini unutmadığım evlere'. Donmuş gibi dinlemişti. Saydığı şehirlerin hepsini su ikiye bölüyordu. Andığı sokaklar hiçbir rehberde kayıtlı olamazdı. Evlere gelince: Onları belki unutmamıştı, ama bir daha uğramadığı nasıl da belliydi. 'Ben yokum' demek istemişti birden, 'ben daha yokum'. 'Bu ev, bu sokak, bu şehir bu şehri ikiye bölen su daha yok.' Çoktan susmuşlardı oysa.

Gittiler

Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum.
Artık boş odalarda ölümü bekliyorum...

Orda Bir Köy Var Uzakta

Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.