Erzurum Ve Sivas Kongreleri

Biz ki İstanbul şehriyiz,
iste, arz ederiz halimizi
Türk halkının yüce katına.
Mevsim yazdır,
919'dur.
Ve teşrinlerinde gecen yılın
dört düvele teslim ettiler bizi,
gözü kanlı dört düvele
anadan doğma çırılçıplak.
Ve kurumuştu

Şehrayin Şarkıları 1

seni yaşamadan ölmeyeceğim
aşka özgü zakkum bahçelerinde
gene acılara kalıyorum ben
deniz ölesiye yakın ayaklarıma
ey ülkemin pusatsız kahramanları
erzurum garında, banklar üstünde
sükut-u hayale uğrayan kalbim
geceyi kavrayan parmaklarımla
bu hasret, bu hicran zelzelesinde
beni kurtarmaya gücünüz yetmez

Merhaba

Merhaba kardeşim, arkadaşım, gönüldaşım merhaba
Merhaba sırdaşım, amuzdaşım, kaderdaşım merhaba
İçtiğim su, aldığım hava, yediğim ekmek uyuduğum döşek
Gördüğüm rüya, beklediğim umut yaşadığım toprak merhaba

Merhaba
Ormanda ağaç, ağaçta dal, dalda yaprak, yaprakta tırtıl merhaba
Merhaba ovada çimen, denizde dalga, yaylada kar, dağda bulut merhaba
Harran, Çukurova, Yedigöller, Çorlu, Isparta, Çaykara Merhaba
Çankırı, Çorum, Adana, Niksar, Mudurnu, Bandırma

Fidan

Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok

Dedim inci nedir, dedi dişimdir
Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır
Dedim daha var mı, dedi ki yok yok

Koşma 4

Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamur kurusun da gidelim

Aşamazsın Karaman'ın ilini
Köprüsü yok geçemezsin selini
Gerdan yaylasının Perçem belini
Lale sümbül bürüsün de gidelim

Bir Han Köşesinde Kalmışım Hasta

Bir han köşesinde kalmışım hasta
Gözlerim kapalı kulağım seste
Kendim gurbet ilde gönlüm heveste

Gelme ecel gelme üç gün ara ver
Al benim sevdamı götür yare ver

Erzurum dağları duman dildedir
Başım yastıktadır gözüm yoldadır
Aslı hayın yardır adam daldadır

Erzurum Radyosu

I.
Evin dantel işleyeni uyanıyor
kına ve kuş sesiyle hafifletiyor şilteleri
göğe bir ferahlık yayılıyor aralandıkça
araladıkça ergen kızlar ağustos pencerelerini

II.
Günü solduruyor bir 'arkası yarın'ın
odada unuttuğu uzak hayatlar
ne var şu Marry'nin kahkahasında

Nasıl Vasfedeyim Güzelim Seni

Nasıl vasfedeyim güzelim seni
Rumeli Bosna'yı değer gözlerin
Dünyaya gelmemiş eşin akranın
İzmir'i Konya'yı değer gözlerin

Kimsede görmedim sendeki nazı
Tunus Tırablus Mısır Hicaz'ı
Kars'ı Kağızman'ı Acem Şiraz'ı
Girid'i Yanya'yı değer gözlerin

Su Düşü

denize bir şeyler diyor adam
çiviler çakarak denize
gözlerinden
denize bir şeyler diyor adam

deniz sımsıcak Erzurum kan
denizden bir parça
adamın alnına koymalı

belki çoğalır özlemi

Güzeller İçinde Hûbâna Benzer

Erzurum ilinde Haşlı köyünde
Bir güzel seyrettim terlana benzer
Aslı ağasında aslı beğinde
Güzeller içinde hûbâna benzer

Ak gerdan üstünde billur buhağı
Sinesi cennetin açılmış bağı
Dişleri incidir kiraz dudağı
Yanağı ol bağ-ı gülşana benzer

Erzurum Destanı

Dinleyin Erzurum methin edeyim
Nice yüz bin cânı var Erzurum‟ un
Yârân-ı ahbâba vasfın edeyim
Önünde bir kanı var Erzurum‟ un

Ne hoş yerde yapılmıştır binâsı
Orda olur erenlerin duâsı
İnsana yakışır suya hevesi
Gazi Abdurrahmân‟ ı var Erzurum‟ un

On İki Mart''ta Erzurum (12 Mart''ta Erzurum)

Her yıl, on iki Mart'ta,
Akla geliyor zulüm...
__________Dağları,
__________Taşları,
Toprağıyla ürküyor,
Kükrüyor sanki ERZURUM.
İçi içine sığmıyor,
Düşmana edercesine, hücum...
Çünkü akan yaşa, dökülen kana,
Şahit olmuş,

Erzurum

Adı neydi gönderdiğin adamın?
Nahit miydi, Nihat mıydı Erzurum?
Tuttun Reyhani’yi Bursa’ya attın,
Şimdi için rahat mıdır Erzurum?

Sevdiğini, sen böyle mi seversin?
Fazla mıdır, hep başından savarsın?
Derdin ne ki; niye ordan kovarsın?
Bu yaptığın cihat mıdır Erzurum?

Erzurum

Güzel Ova, Pulur, Karaz Köyünde
Yörede Eski Tunç Çağı yaşandı.
Hayyaşa-Azizi Krallığı’nda
Hitit’i yenmek arzusu yatardı.

Diaueki Krallığı’nı Urartu yıktı,
Kimmerler, Kafkaslardan yola çıktı
Medler, Persler sonra Büyük İskender,
Yer değiştiler yıkımdan kurtardı.

Erzurum Gelini

Erzurum dedikleri dümdüz bir ova.
Karlar beyaz kuş olmuş, dağları yuva
Anam, adın dilimde sessiz bir dua.
İncinirsin, elinden tutamıyorum.

Bu odalar bir tek senin mi kaderin?
Yüreğine dert olmuş bütün kederin.
Ne kadardı bu yaran, ne kadar derin?
Paramparça oluyor, bakamıyorum.

Erzurum Tabyalarında

Kalenin burcundan ağarırken tan,
Siperde askerler çelikten bir can,
Tarihin şahidi duvardaki kan,
Akıyor Erzurum Tabyaları’nda.

Kızıla boyanmış kekik yaprağı,
Şehitler canlanır sıksan toprağı,
Gaziler zirveye şanlı bayrağı,
Dikiyor Erzurum Tabyaları’nda.

Erzurum

Yine vatan severliğinle düştün dilere
Haykırarak sahip çıktın ay yıldızlı bayrağa
Can verdinde uğrunda düşürmedin yerlere
Dosta dost düşmana korku salan Erzurum

Kartalların uçuşur yüksek dağlarda
Dadaşlar haykırıyor yine yollarda
Kimi bebe,kimi doksan çağlarda
Hiçbir diyara benzemez benim Erzurum

Erzurum

İşte geldim sana, yine giderim
Senin olsun kahven, hânın Erzurum.
Yaşlıdır gözlerim, veda ederim
Dillere destandır, şânın Erzurum.

Dağlarında öbek öbek karın var
Zengin bir kültürün, dadaş barın var
Nice mezâlimden ah’u zarın var
Çok yandı kafirden, canın Erzurum.

Dünden Bu Güne Erzurum

Baktıkça maziye yüregim yanar,
Gözlerim cennet çeşme, benzim solar.
Toprağ yapılar tırğışli gapılar,
Rüzgarında huzur vardi Erzurum.

Guşluğ vakti anam bere giderdi,
Golunda parğaç süt sağar gelirdi.
Lorunnan lavaşi dürüm ederdi,
Lezzetine doyulmazdi Erzurum.

Vatan Erzurum

Yüksek dağlarına kar yağar durur
Özlemin yürekten beni de vurur
Buzlarının boyu metreler olur
Bir başka güzeldir vatan Erzurum

Erzurum dediğin bir güzelliktir
Dadaşlık erişilmez bir özelliktir
Allah’ın verdiği bir güzelliktir
Bir başka güzeldir vatan Erzurum