Trakya’Dan Diyarbakır’A Milliyetçilik!

Diyarbakır, bence dünyanın en politik kentidir. Sokak aralarında, kıraathanelerde, eviçlerinde insanlar durmaksızın siyaset konuşurlar. Doğdukları andan itibaren, devletin asimilasyon projesinin bir parçası olmanın gereğidir bu. “İki ayrı dil, bir vatan toprağında yan yana durmaz! ” diye hangi İngiliz kandırmışsa artık cumhuriyeti, kardeşliği sekteye uğratmaya yetecek ne varsa yapıldı şu geçtiğimiz asırda. Her iki taraftan da ölenler intikama çaldılar. Düşmanlık peyda oldu birbirini tanımayan insanlar arasında. Mesela çoğu Trakya insanı, ancak askerlik vesilesi ile tanıdıkları doğu insanına karşı, medyanın soslu provokasyonuyla beraber, neredeyse nefrete varacak denli doludurlar. Kürt sözcüğüne zerre tahammülleri yoktur. Ve önyargı ummanını geçip kalplerine ulaşabilen doğuluları büyük bir hayretle karşılarlar. Ama bu durum Einstein’ı teyit edecek bir biçimde önyargılarını parçalamaz, karşısındakini asimile olmuş bir Kürt olarak görmeyi yeğlerler.

Bir Nehrin Tükenişi

Hasretin kançanağı gözlerinde oturuyorsun;
seni soruyorum
hiçbir şey bilmiyorsun…

Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım;
sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın...

Tükenişi bir aşkın,
bir nehrin tükenişine benzer.
Ne deniz olabildin,

Hu Çeker (Bugün Seyre Çıkmış)

Bugün seyre çıkmış güzeller şahı
Sallanıp gezdiği eller hu çeker
Ağaçlar selamda boynunu eğmiş
Irlanıp selviler dallar hu çeker

Cemalin görenler tutuşup yanar
Mestane gözlerin çark gibi döner
Doldurmuş doluyu kadehler sunar
O yeşil parmaklar eller hu çeker

Anam Babam Diyarbakır

Anam Babam Diyarbakır


Dört tarafın surla dolu tarih kokar sağı solu
Burdan geçer ipek yolu anam babam Diyarbakır

Hatun katsal Mardin kapı Gazi Köşkü Kırklar dağı
İnan hasret içim yahi anam babam Diyarbakır

Haram sudan atlardık biz ne muratlar tutardık biz

Diyarbakır-27

Diyarbakır, Diyarbakır,
Yağmur yağar şakır şakır,
Ellerimizi açmışız,
Diyoruz ki Allah şükür,


Diyarbakır, Diyarbakır,
Yürüyoruz takır takır,
İşsizlik diz boyu olmuş,
Söyleyin ne yapsın fakir,

Diyarbakır-18

Karacadağ zirvesinden,
Sana baktım Diyarbakır,
Yaşlar aktı gözlerinden,
Kim ağlattı Diyarbakır.


Yorgun duruyor surların,
Kimler yordu Diyarbakır,
Ağırlaşmış omuzların,
Kimler bastı Diyarbakır.

D İ Ya R B A K I R

De ki Musa'nın asasıyla sanki ikiye bölündü yolum
İ zledim yollarınıda bulamadım Diyarbakır
Y usuf yüzlü mübarekti hasretin
A ğladım yollarınıda varamadım Diyarbakır
R azıydım ben seninle bir kuru ekmeğe
B edenim kalıbına dar mı geldi Diyarbakır
A lıpta basamadın beni bağrına yazıktır diye
K alıbım bedenine bol mu geldi Diyarbakır
I Lgıt ılgıt eserken yürekte gururlu ve vakur
R uhum Azraile bedenim toprağına nasip olsun

Diyarbakır Kalesinde Asın Beni

Ah ömrüm sevdam asi gönlüm
Diyarbakır diyorum Diyarbakır
Çocukluğum yine dağları dolanıyor
Ben bu baharı çok bekledim
Şimdi öfke yok mutluluğa akıyorum
Ah Diyarbakır ömrüm gönlüm
Ahmet kaya şarkılarıyla sonsuzluktayım
Ben artık boranı tufanı tanımam
Taş duvarlar efkarımla duruldu bir kere
Prangaların pası uzak dursun hasretimden

Diyarbakır

Ahmed Arif'in dizeleri,
Yılmaz Odabaşı'nın haykırışı,
Cahit Sıtkı'nın hüznü,
Ahmet Kaya'nın şiire döktüğü şehirdir Diyarbakır.
Yüreklere sığmayan bir sevdadır.
Baş döndürücü, mistik, ütopik, herkesin sevdasını içinde yaşadığı bir sevgilidir Diyarbakır...
Aşık insanların karanfil kokulu şehridir Diyarbakır.
Hikayesi daha yazılmamış bir şehirdir Diyarbakır...

Diyarbakır

Sur üstünden bir akşam seyreyledim sessizce
Sanki koca ülkenin kalkanı Diyarbakır
Aralandı habersiz ruhumdaki bilmece
Gizlemek mümkün değil sevdanı Diyarbakır

Öyle temiz bir aşk ki gökteki kardan beyaz
Dilim çaresiz kalır, diyecek söz bulamaz
Dede Korkut kopuzu çalıp, söylese biraz
Anlaşılır gönlümün destanı Diyarbakır

Açlık Grevlerini Yazamamak!

Açlık Grevlerini Yazamamak!

Adı üstünde Mahpus, Tutsak veya tutuklu hangi kategoride olursanız olun, özgürlüğünüz elinizden alınmıştır. E.Tipi, F.Tipi, T Tipi, D,Tipi bunların hepsi cezaevleri, Hangi Ülkede ve şehirde olursa olsun kişinin Özgürlüğünün elinden alındığı metre karesi, kullanım alanı belli soğuk betondan yapılmış “Ucube” yerlerdir. Bu soğuk yerlerin girişinde hepsinin adı
Cezaevi olarak anılır. Kötü muamele, İşkence, Tecavüz kişisizlikleştirme burada başlar, bu soğuk yerlerde Hoş geldin dayakları atılır. Toplumdan dıştalanmış pısırık sıradan, şapşal kılıklı görevliler. Mevkisini ve gücünü Sistemden alarak, birer İşkenceci başı birer Aslan kesilirler, Tutuklu olan herkese her türlü insanlık dışı işkence yapan, insanlık düşmanları belli metre karelerden oluşan koğuşlar, hücreler ve Mavi Gökyüzünü belli saatlerde gördüğün havalandırmalardır.

Diyarbakır-Hoyrat

Diyarbakır, Diyarbakır,
Dicle yanında Diyarbakır,
Yeraltı madeninden dolayı,
Adına derler " Diyar-ı Bakır"


11 Ağustos 2014 Pt. 06:03
Pozantı / Adana

Kirvemsin Diyarbakır

Ankara'dır göbeğim
İstanbul göz bebeğim
Urfa Mardin sevdiğim
Kirvemsin Diyarbakır

Maraş canım onurum
Ağrı Batman gururum
Göz dikeni vururum
Kirvemsin Diyarbakır

Puslu

Nedensiz Ama...
Ben mi yoksa Diyarbakır mı kaçak?
*
Nedensiz Ama...
Ben mi yoksa Diyarbakır mı puslu...
*
Nedensiz Senlerden Kaçışlarım...
Nedensiz …Bir o kadar da Yüreksiz...
*
16/07/2007

Diyarbakır

Diyarbakır,Diyarbakır
Sana noldu Diyarbakır
Eskiden türkülerde şad akardın
Gece gündüz gülde kokardın
Sana noldu Diyarbakır.

İki çapulcuya verdin meydan
Şanına yakışmazda ondan
Seni ayırmak ister yurttan.
hayır gelmez satılmış itten

Diyarbakır Bir Sevda

Her an ölebilirim
Kör kurşunlar içinde
Diyarbakır bir sevda
Yüreğim firari hasretler içinde

Dışar da kar yağıyor
Ben yine suskunum
Diyarbakır bir sevda
Ben hep vurgunum

Diyarbakır İlinde Şehit Oldu Ülkücü Selçuk Paker

Ümraniye Ülkü Ocaklarında yetişmişti,
Diyarbakır ilinde şehit oldu Selçuk Paker.
Surda hendek kazan teröristlerle çatışmıştı,
Diyarbakır ilinde şehit oldu Selçuk Paker.

Vatanı için şehit düştü bu vatan evladı,
Bundan sonra gönüllerde yaşayacaktır adı.
Uzman çavuş olarak özel kuvvetlerde idi,
Diyarbakır ilinde şehit oldu Selçuk Paker.

Ne Oldu Anam Sana.


Yola gider yol yakışır
Konuşurda söz yakışır
Güngörmedin bu dünyada
Ölüm sanamı yakışır

Noldu anam noldu sana
Bak ben geldim uyansana
Vardım mezarın başına
Ölüm sanamı yakışır

Diyarbakır İntihar Şehri

Hayallerim surların gibi yıkık Diyarbakır,
Gözlerim nehirlerin gibi yaşlı,
Bedenim için gibi darmadağınık.

Ellerim kalbin gibi sıcacık Diyarbakır,
Umutlarım geçmişin kadar onurlu,
Rüyalarım şehrin gibi kabus dolu.

Kaderim senin gibi intihar dolu Diyarbakır,
Düşlerim kalbin gibi virane,

Diyarbakır

Diyarbakır Diyarbakır,
Sağın solun doldu fakir…
Üç beş kişi âlem yapar,
Seni beni görür hakir…

Suyun akmaz kanın akar,
Seni bir gün şanın yakar,
Sen tarihsin Diyarbakır,
Dört bir yanın sana bakar…