Çocuk Ve Hüzün
I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
II
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
Çocuk Ve Ağaç
Çocuk, çok sevdi ağacı...
Verirdi ona, her kış
Çiçekleri olaydı!
Ağaç, çok sevdi çoçuğu...
Öperdi altın saçlarından
Dudakları olaydı!
Ve ona öptürmek için,
Eğilirdi yerlere kadar;
Çocuk
Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...
Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa 'niçin, nasıl? ' ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.
Allah diyor ki: 'Geçti gazabımı rahmetim! '
Acıyla Erir Yüzüne Aşık Çocuk
Ne zaman yüzüne baksam
yalnızlığın o mutlu gerilimi
O öksüz göl hızla derinleşir
biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir
yeşil
Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum
ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal
bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım
Orda Bir Çocuk... Burda Ben
Bir ana gülümserken yorgun ve güzel
Yüreği müjdelerle tüy gibi hafiflerken,
Orda, bir çocuk doğar sımsıcak dünyamıza
Burda ben...
Dal nasıl, yaprak nasıl, ekin nasıl büyürse
Toprak nasıl uyanırsa bir incecik yağmurdan
Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan,
Burda ben...
Akşam Ve Çocuk
Zaman iyice alçaldı… aşklar
görünür oldular ve ‘mazi kalbimde yara…’
o konak, yıkık, harap, anımsıyorum,
bulutlar ağır ağır inerdi odalara…
beklerdim, aşklar birer türküydü!
bir kızak, sanki saplanmış kara;
hiç bir şey kımıldamaz, öyle dururdu,
annemsi bir sessizlik çökmüş duvara…
Yoksul Bir Çocuk
Yoksul bir çocuk görsem,
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse içimden...
Kayıp Çocuk
Birden işitilmez olsun ayak seslerim;
Gölgem bir başka sokağa sapıversin;
Unutayım bir anda her şeyi,
Nerde oturduğumu,
Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.
Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,
Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;
Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,
İlk defa görmüş gibi dünyayı,
Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;
Ah Bir Çocuk Kalsam
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Üç taş, üç cam olmalıydı hayat.
En büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı
ve en büyük acımız
öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı.
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Büyümeğe özenmeliydik büyümeden...
İnsan dediğin,
yürüdükçe yorulan, yoruldukça ağlayan bir taş değil mi?
Çözmesi zor değil.
Bir Çocuk Da Anasından Doğunca
Bir çocuk da anasından doğunca
Bedenini pişirmeye tuz ister
Üryan büryan ortalıkta kalınca
Setirini örtünmeye bez ister
Konla sudan gelir anın gıdası
Nasibini veren Barı Huda'sı
Beşiklere beler onun anası
Akşam sabah emzirmeye yüz ister
Vietnam''lı Bir Çocuk İçin Ağıt
Babasını döve döve öldürmüşler
Küçümencik gözleirnin önünde
Anasının yarısını bir bomba alıp götürmüş
Kan ve et yığını öbür yarısı
Oturmuş ağlıyor Vietnamlı bir çocuk
Minik yumrukları sıkılmış kinle
Belli bir şeyler düşünüyor
Kederden harap olmuş bir beyinle
Aklı ermiyor olanlara Vietnamlı çocuğun
Fena Çocuk
mektepten kaçıyorsun,
kus tutuyorsun,
deniz kenarına gidip
fena çocuklarla konuşuyorsun,
duvarlara fena resimler yapıyorsun
bir şey değil,
beni de bastan çıkaracaksın,
sen ne fena çocuksun.
Mor Menekşe, Aç Dostlar, Ve Altın Gözlü Çocuk
Abe şair,
bizim de bir çift sözümüz var «aşka dair.»
O meretten biz de çakarız biraz..
Deli çığlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti yaz
sarı tahta vagonları
ter, tütün ve ot kokan bir tren gibi.
Halbuki ben istiyordum ki gelsin o
Çocuk
düşünebilseydin eğer doğduğunda
örtülmeden öğreneceklerinle bildiğin
konuşabilseydin ağlamanı kesip
belki de birşeyler öğretebilirdin
Çocuk Gibi Tiril Tirilliğinle
Çocuk gibi
tiril tirilliğinle
kucaklardım seni..
Yazlar ve unutuşlar geçerdi.
Günlerin güneşini içerdim.
Sessizce
aşkın
teri
dolardı kasıklarıma...
Fıçılarda damıtılmış
Çocuk Rubaisi
Önünde sonunda, sen bir Çocuktun,
Us ülkemi nasıl becerdin, yıktın......
Kendi kendine oynasaydın ya!
Ah çocuk neden karşıma çıktın?
Aşk Hikayesi
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Kırmızı Sarı Yeşil Balonlarda Çocuk Çığlıklarıyla Güneş
Kırmızı sarı yeşil balonlarda çocuk çığlıklarıyla güneş
gökyüzü mavi ışıklarıyla
kim derdi ki hikayem böyle biter
yağmurlar mevsimine girdim kederli şiirler mevsimin
bir şeyler bekliyorsun benden değil
sözler duruyor aramızda birbirimize ulaşamadan
çocuk çığlıklarıyla güneş kırmızı sarı yeşil balonlarda
yorgun ve umutsuz bakıyoruz sözlerimize
(11/Mayıs/1962)
Akşamda Çocuk Sezgileri
İyileşmez çocukluğum yüzündendir
Bu dalgalar arasında gidip gelişim
Bilge ve güngörmüş martılarla
Benim işim sevinç aşk bana göre
Hele gün başladı mı sancılanmaya
Başıma gelenlerin hemen hepsi
İyileşmez çocukluğum yüzündendir
İyileşmez çocukluğum yüzündendir
Ölü resimleri gibi solgun yüzler karşısında
Bir Ev Bir Çocuk
Gençten bir adamdı
Hikayesi gayet kısa.
Yıllar yılı tek başına yaşadı
Bir gün rastladı bir kıza
Düşündüler, birlikte yürüseler
Ömür geçiyor nasılsa.
Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer