Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Çanakkale

Söyle Arkadaşım' dedi Anadolulu Mehmet
yanı başındaki Anzak erine
'nereden kopup gelmişsin,
neden çökmüş bu mahzunluk üzerine? '

'DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak
'Öyle yazmışlar mezar taşıma.
doğduğum yerler öylesine uzak,
örtündüğüm topraksa gurbet bana.'
'Dert edinme arkadaşım' dedi Mehmet

Çanakkale Destanı

Yaşamaz ölümü göze almayan.
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi
Gürleyen sesinle doldur gökleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kaçar da coşana gider.

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Akıncılar

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz gunu geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtigi yoldan

Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla

Asker Duası

Elimde tüfenk, gönlümde iman,
Dileğim iki: Din ile vatan...
Ocağım ordu, büyüğüm Sultan,
Sultan'a imdâd eyle Yârabbi!
Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi!

Yolumuz gaza, sonu şehâdet,
Dinimiz ister sıdk ile hizmet,
Anamız vatan, babamız millet,
Vatanı ma'mur eyle Yârabbi!

Bayrak

Şehirlerden şehirlere
Uçtu, kuş gibi, bir haber:
Bayraklar açmada fecre
Şarkının her vardığı yer.

Kaldı birdenbire step
Yalın ayaklar altında;
Yürü! Bayraklar altında,
Yürü! Davullar çalsın hep.

Bayrak Altında

Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan,
Uzanıp yatsak da çardak altında,
Boruyu çalınca yarın borazan,
Hemen toplanırız bayrak altında.

Bizi hiç tasalı görmez bu yerler;
Yiğitler, ölürken bile gülerler,
Yeter ki yaşayan er oğlu erler,
Bizi çiğnetmesin ayak altında.

18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur, bardaktan boşanırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,

**Ç A N A K K A L E




Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış topragında,bin şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti,aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu,ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen,al bayrağin.

Ben Askerim

Her şeyden kutsaldır mesleğim,
Elimde silahım, sınırda nöbet beklerim,
Silahım namusumdur, üniformam kefenim,
Gerekirse vatan uğrunda, canımdan vazgeçerim.

Görevim kutsaldır bilirim,
Havada, karada, denizde elim tetikte beklerim,
Uyuyamam, dahildeki her şey benim kutsalım,
Ay yıldızı gördüğünüz her yerde, özgürlüğün sesiyim,

Bırak Beni Haykırayım

Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;
Bende esîr yaratmayan bir Tanrı'ya îman var;
Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;

Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.
Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;
Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,

Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor!

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış, kasideye kanmış.

Bir Memet Daha

Topraktan mı çıktı yarı toprak bir yaratık,
Gökten mi indi yarı gök bir kartal.
Bir Memet daha var oldu o sıra,
Tepenin doruğunda kalpağı al.

Bir Memet olduğu besbelli,
Saçları başakta, gözleri çiçekte.
Elleri ayakları öylesine kocaman,
Yüzü altı Memet'in yüzüne öylesine benzemekte.

Bu Vatan Bizim

Burası Türkiye, biz de Türk'üz, Türk!
Bu memleket bizim, bu vatan bizim,
Bu toprakta doğduk, burda büyüdük,
Bu memleket bizim, bu vatan bizim.

1071, Malazgirt'ten bir gedik,
Açıp girdik, bu toprağa yurt dedik.
Bedel ise, bedelini ödedik,
Bu memleket bizim, bu vatan bizim.

Bu Vatan Kimin?

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Cenge Giderken

Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.

Muhammed'in kitabını kaldırtmam;
Osmancık'ın bayrağını aldırtmam;
Düşmanımı vatanıma saldırtmam.
Tanrı evi viran olmaz, giderim.

Çanakkale Geçilmez!

Peygamber'den muştulu Anadolu yiğidi,
Ana alnını öpmüş, baba vermiş öğüdü,
Tetiklemiş onları, yavuklunun ağıdı..

Suda balık, gökte kuş dua dua inliyor!
Çanakkale geçilmez! Kulaklarda çınlıyor.

Nice okul boşalmış, vatana asker gerek!
Sevdayla çarpar sine, imanla dolu yürek!
Ölum! Emrini almış, koşuyorlar gülerek..

Çanakkale Destanı-"Siz Hiç Ay Aşığında Ağladınız Mı" 2007

Gök kubbe altında ne müthişti harp
Asra ateş düştü hey Çanakkale
Nuh tufanı yer gök çıldırmıştı garp
Yahya Çavuş coştu ey Çanakkale

Kükredi Seyyidim bir koca ordu
Pek dehşet imtihan vuslat diyordu
Hû deyip mermiyi sırtına vurdu
Vecd arşa ulaştı hayy Çanakkale

Dumlupınar Yolunda

Sakarya'da ebedilik sırrına eren
Kahramanlar arasından geçiyor tren.
Hatırasız harabeler önünde durup
Duyuyoruz ruhumuzda hazin bir gurup.
Sonra yine tiren sesi, yine yolculuk,
Her saniye karşımızda başka bir ufuk!
Ey bu yolda sıralanan gazi tepeler!
Siz de koşup gelirdiniz bilseydiniz eğer.
Bilseniz ki Dumlupınar önünde yarın
Ayini var hürriyete tapanların!