Asya Afrika Yazarlarına...
Kardeşlerim
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
ağaçlar kendi dibine gölge vermez benim orda
sizin ordakiler gibi tıpkı
benim orda arslanın ağzındadır ekmek
ejderler yatar başında çeşmelerin
ve ölünür benim orda ellisine basılmadan
Bir Kış
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Mühür
İki gözün iki saltanat mührü
Kür nehri gibi dalgalı ve menevişli
At başı gibi görklü,kız başı gibi erkli
Delilde doyurgan, kararda buyurgan
Kuzey yıldızları gibi hareketli
İki elin iki saltanat kayığı
Dalgaların üzerinde sekip durur kayıklar
Bir tarafta Karadeniz, bir tarafta Hazar
Bozkır
Hayalimde yemyeşil bir alem kura kura
Giriyorum gün görmüş bağrı yanık Bozkır'a
Sabır, tevekkül çile burda sonsuzlaşır
Cihet ebedi silinir, insan mekansızlaşır...
Hep aynı ses, aynı renk, aynı şekil, aynı hat! ...
Topraktan ve güneşten gelen sonsuz saltanat! ...
Bozkır sükun, bozkır ruh, bozkır bir derviş gibi!
Dünü Gün
Sesimde yalnızlığın tınısı
Gözlerim yanıyor uykusuzluktan
Suda yağı bitmiş kandil ışığı
Uzakta ağlayan çocuk sesleri
Dağları deniyorum
İsyanın ve hüznün sığınağı
Kasvet kesilmiş gökyüzü
Dudaklarım çatlamış
Barış Nedir Sevgilim
barış nedir sevgilim biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa söyle sevgilimde ki
tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış
Mikrokozmoz
Gözüme altın bir damla gibi akan yıldızın ışığı
ilk önce boşlukta deldiği zaman karanlığı
Toprakta göğe bakan
Bir tek göz bile yoktu
Yıldızlar ihtiyardılar
Toprak çocuktu...
Yıldızlar bizden uzaktır
ama ne kadar uzak, ne kadar uzak
Yildızların arasında toprağımız ufaktır
Birlik Çağrısı
Yağı 'Hurra!' deyip hücum edende,
Türk'ün Türk'e küseceği çağ mıdır?
Yüz bin değer yıkılırken bir günde,
Türk'ün Türk'e küseceği çağ mıdır?
Kâfir oku hedef döğer uzaktan
Haber gelmez Kırgız, Tatar, Kazaktan.
Kurtulmadan içerdeki tuzaktan,
Türk'ün Türk'e küseceği çağ mıdır?
Son Kavga
Ölüm bir kez çalar kapıları
Doğumdan öncesi, ölümden sonrası yalan
Yumruğu, göğsü ve altın başıyla
Ne güzeldir ayakta dimdik insan.
Pul pul damar damar
Dünyamızın derisi dökülüyor
Nedendir?
Nar ağlıyor, ayva gülüyor.
Tinerci Çocuk
Anadolu’nun şirin bir köyüydü Alacağ Köyü. İnsanları sevecen, sıcak ve çalışkandı. Mehmet Efendi her gün erkenden kalkar ve gündelik işlerine koyulurdu. Eşi ve kızları Asya ev işleri ile meşgul olurdu. Asya her gün erkenden kalkıp kahvaltıyı hazırlar, koyunları sürüye katar ve evi toparlardı. Sabahları çoban Ahmet’i gördüğünde anlam veremediği bir heyecan ve telaş basardı içini. Eli ayağı birbirine dolanırdı. Aslında Ahmet de Asya’dan farksız değildi. Birbirlerine, kalplerinde büyüttükleri bir aşk saklıyorlardı.
Yeni Asya Yeni Asya.
Okuyan beynine,
Yazan kalemine,
Söyleyen diline,
YENİ ASYA YENİ ASYA.
Cahilken alınan ilme…
Okurken öğrenilen bilime…
sık sık söyleyen dilime…
YENİ ASYA YENİ ASYA
Yağmur Toplar Su Biriktirir Deniz Anlar
asya toz ve duman tren garlarından sarı metal gözlerin artakalan ikiye katlanmış bedenim tahta bavul beyaz mendil horoz ayna kara tarak beyaz çorap kırmızı kurdele siyah beyaz fotoğraf
gül pudrası, lotion pompeia, briyantin, yağsız krem ve eau de cologne
asya ateş ve gam tütsü buharlaşan sudur yanan kiraz ağacından suyla beslenir ellerim ve toprakla ağır koku gümüş tabaka ağaç ağızlık köstek saat muhtar çakmak hakim yaka uzun asa cilalı kundura
çiçek suyu, oje, kömür sürme, gül suyu ve souvenir de constantinople
Asya Ana Hemen Ferman Buyurdu
Asya ana hemen ferman buyurdu
Doğumu zor olan bir ana gibi
Asya ana kızıl ordu doğurdu
Paylaşım bilmeyen bir kuma gibi
Hamur gibi zulum ile yoğurdu
Emperyalizm kırmıştı dümeni
Faşizmin zulumu sardı bedeni
Sosyalizmi yok etmekti nedeni
Orta Asya Erenleri
Hoca Ahmet Yesevi'yle can bulur,
Tarihte Orta Asya Erenleri.
İlyas-ı Horasani'yle yol alır,
Tarihte Orta Asya Erenleri.
Lokman-ı Serasi'yle derse gelir,
Tasavvufu en yüce makam bilir.
Lokman Perende ile derviş olur,
Tarihte Orta Asya Erenleri.
Arif Nihat Asya Özümüz Oldu Atışma
Dostlar; sayın Hikmet Okuyar’ın başlattığı ’’ ARİF NİHAT ASYA ÖZÜMÜZ OLDU ’’ konulu atışmamız burada 66 kıtada son bulmuştur. Başta bu atışmayı başlatan sayın Hikmet Okuyar’a, her zaman ve her atışmada benle birlikte olan Bekir Alim, Eyüp Mert, Murat Karababa, Mihriban Eren’e ve birer kıtayla da olsa bizleri yalnız bırakmaya Nadir Çitil ve Ertuğrul Çitil’e, İlkay Coşkun’a, Muammer Yalçın ile Adana/Kozan’dan katkı sunan sayın Hatice Bozkurt Sarıtaş’a teşekkür ediyor bir dahaki atışmada buluşmak üzere hoşça ve sağlıklı kalın diyorum.
Hoşgeldin Asya…
Bugün dünyaya gelen torunuma…
Dünya yangın yeri, memleket zorda,
Hoş geldin torunum, hoş geldin Asya…
İnsanlar kaygılı, gönüller darda,
Hoş geldin torunum, hoş geldin Asya…
Sana miras olmasın diye dertlerim,
Zulümden kurtulsun diye yurtlarım,
Evladı olmuşsun, ‘Kutlu’ mertlerin,
Atışma ''Arif Nihat Asya Özümüz Bizim'' 17
ARİF NİHAT ASYA ÖZÜMÜZ OLDU
1-
Tarihi çevirdik göz attık düne
Arif Nihat Asya özümüz oldu
Umutla bakarken he yeni güne
Arif Nihat Asya özümüz oldu... Hikmet OKUYAR
2-
Vatan aşkı ile yandı tutuştu
Arif Nihat Asya izimiz oldu
Dua şiirinde mümin buluştu
Asya
Duymalıyım sesini duymalıyım Asya
Ey güzel kadın
Ses ver yıkık umut kırıntılarıma
Çocuk oldu yüreğim
Duyuyor musun sessiz hıçkırıklarımı
Ağlayan bir körpedir yüreğim Asya
Figan etmeye cesaretsiz cılız sakin öfkelerimi
Dinle Asya dinle
Ey çöl rüzgarı
Cerenin son düşü,
Asya Bebek
Böyle olurmuş heyecan
Ailemize yeni bir can
Baş tacımız gelen her can
Hoş geldin sen, Asya bebek
*
Açtın bize kollarını
Sen ver bize ellerini
Çok bekledik yollarını
Hoş geldin, sen Asya bebek
*
Patanı Davası
Ne kadar garipsin yüce İslam
İman etse her bir nefer, insan
Reva görür zulmü, ölüm kusan
Asya, nın garip bir köşesinde
Asya, nın bir köşesinde ülke
Davası İslam etmişler ilke
Sırtlanlar içer kan döke döke
Asya, nın garip bir köşesinde