Gördüğüm hiçbir şey tanıdık gelmiyor şimdi. Ne aynamdaki yabancıyı tanıyabiliyorum ne de günlerce baktığım resmini. Yıllardır yürüdüğüm kaldırımlar bile bir farklı. Bastığım toprak, baktığım gökyüzü aldığım nefes bile hüzün kokuyor bu günlerde. Nedendir bilemem bir yorgunluk var şimdi her yerde!
Değişen ben miyim yoksa hiç değişmeden kalan. Bir fırtına gibi geçerken hayatım gözlerimin önünden, dökülüveriyor mısra mısra endişelerim bembeyaz sayfalara. Unutulmak kadar acı, suyun rengi gibi tarifsiz bir duyguyla yankılanıyor her zerremde sevgin. Ömrünü yollarda tüketmiş bir garip ulak gibi her gelişim bir sürgüne başlangıç şimdi. Çok uzaklarda kıyı bulan deryada bulmak isterdim bende seni çöllerde bulan mecnun gibi. Karanlıkta titreyen bir mumun, dönmek isterdim ben de cılız alevi etrafında ateşte ölüm bulan pervane böcekleri gibi...Yüzyıllarca unutulmayan bir efsane gibi yazılmak isterdim seninle tarihin tozlu sayfalarına kalmak için bir ebedi. Ve sevgisiz günübirlik aşklara inat ölümsüzlük rıhtımında dinlenmeli!
17.06.2015 19:42
Mikail GümüşKayıt Tarihi : 15.2.2017 16:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!