Karışık bir hikaye benimkisi
Ellerini koyacak yer bulamamak,
Ya da nereye dokunsam
Atıyor hissi...
Yaşam ve ölüm arasında
Sonunu bilsen de
Eteklerinden tutuştu eylül
Sarardı bedeni
Kül öncesi
Soğuk/sıcak sonun başında
Salamadı saçlarını,
Özgürce...
Öyle acı soğuğuna bakmayın,
En sadık mevsimdir kış
Tüm yanmış/lığınla
Kabul eder seni...
......
Süs istemez omuz başlarında
Kuşlar Ağustos'tan başlamış göçmeye,
Kızıl sarı Ağustos'tan
Yarı yanık, yarı kesik dallardan
Uçuşarak
O son damla umudu da yükleyip
Yağmurlu bir ilkbahar sabahı.
Eş olsan nefesime,
Sıcak avuçlarla
Tutunup, ağıt yüklü bulutlarda
Gezsek, umut ile özlediğim
Neşende nefesin,
Ilık denizlerin sığ sularındaki
Balık gibi narin,
Gün ışığı, renkli
Öfken,
En çok akşam üstlerini severim,
Güneşin son sızısı vurur ,
Dupduru haneme...
Oğullarım, pırıl pırıl
Bilge alınları
Bir oyundu hayat
Çiçekti ,ellerini bağladığında
Minik gövdesi üstüne,
Kağıtdan kayıklar yüzdürdüğü
Denizler onundu,
Misketlerinden daha parlak değildi
Yıkılan dağın dik yamaçları çukur olmuştu
Çakmak çakmak gözlerinin boşluğuna
Ölüm ışıktı,kirpiklerinden
Karanlık göz bebeklerine vuran,
.........
Yeşermeye suskun
Ölüm siyah, soğuk ve köşeli
Yüzü gökyüzüne dönük,
Kuşların kanatlarından hafif,
Uçsuz bucaksız mavide bakışları
Tüm yara yerlerini saran toprağa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!