Ateşin göbeğinde doğurdun Anne,
Kıpkırmızı közler olurdu ocakta,
Demirci Ustası canım yiğit babam,
Nasırlı avuçlarında közlerle oynardı,
Beş taş oynayan çocuklar gibi…
Bu gün de ateşin göbeğindeyim Anne,
Yüreğimi yaksınlar diye bu ellerimle,
Kendi alevimi büyütmüşüm saf saf,
Nankörlerde olmaz din iman insaf,
Oynuyorlar benimle beş taş oynar gibi…
Merak etme bu gün de ölmedim Anne,
Araba çarpmadı yürüdüğüm kaldırımda,
Kuruttuğum banyoda kaymadı ayağım,
Hapşırırken kalbim durmadı birdenbire,
Sevinmesinler upuzun serilmedim bir kütük gibi…
En ucuz bezden kefen almışlar Anne,
Kimsesizler mezarlığında ayrılmış yerim,
Bari bir köpeğe yedirsinler etimi,
Köpekler sadıktır kemiklerime sahip çıkar,
Süründürmezler kanımı emenler gibi…
Yaydan zamansız fırlayan ok değilim anne,
Büyüdüm aklımın elinde artık öfke zincirim,
İnsan artıklarının düşmeyeceğim tuzağına
Kararımı ben veririm yakınına uzağına,
Saldıran saldırsın duruyorum kale gibi…
Ey ölmek için çırpınan beyinsiz zevat,
Minareden atlayın Mersin’in ortasında Muğdat,
Onlarca imam hazır yanık yanık sala okumaya,
İyinin kötünün namazını üç kuruşa kılmaya,
Uzak durun benden uzak durduğum gibi…
13 EYLÜL 2024 CUMA ERDEMLİ / MERSİN
HASTANE DÖNÜŞÜ YEMEK SONRASI KAHVE YERİNE
Kayıt Tarihi : 13.9.2024 20:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!