Öyle Bir Geçer Ki Zaman

ÖYLE BİR GEÇER Kİ ZAMAN

Dertlerinen yoğurarak,
Gençliğimi savurarak,
Yüreğimi kavurarak,
Öyle bir geçer ki zaman.

Uğruna atlarsın yardan,
Vazgeçmek ne mümkün yardan,
Kesilir ayaklar yerden,
Öyle bir geçer ki zaman.

Kır aynayı kırışmışsın,
Çol çocuğa karışmışsın,
Gelecekle yarışmışsın,
Öyle bir geçer ki zaman.

Yavruların ekmek ister,
Asbab, işlik, göynek ister,
Herkes gibi olmak ister,
Öyle bir geçer ki zaman.

Kuru! Yaş bile yok gözde,
Seller olur coşar özde,
Acır yürek yanar közde,
Öyle bir geçer ki zaman.

Her günün geçer ah ile,
Gün ertesi eyvah ile,
Koca bir ömür vah ile,
Öyle bir geçer ki zaman.

Alına rüzgar değince,
Çizgi görünür derince,
Yaşamadan gereğince,
Öyle bir geçer ki zaman.

Çölde suyun arayarak,
Kalburunan taşıyarak,
Gölde susuz yaşıyarak,
Öyle bir geçer ki zaman.

Dağların en yücesinde,
Gündüzlerin gecesinde,
Ağı var her hecesinde,
Öyle bir geçer ki zaman.

Kalıp olayın yüzünde,
Söylenen sözün özünde,
Kim? Ne yazar yazında,
Öyle bir geçer ki zaman.

Her günü günsüz yaşarsın,
Sağa, bir sola koşarsın,
Geçim derdine düşersin,
Öyle bir geçer ki zaman.

Kalmadan başında tek saç
Farketmeden yaşını; Kaç?
Edip muhanete muhtaç
Öyle bir geçer ki zaman.

Geçmişi geçmiş sanırsın,
Gelecek gelmiş sanırsın,
Hayatın elde sanırsın,
Öyle bir geçer ki zaman.

Ben anlamadan ne imiş?
Daldan dala konmak imiş,
Aşk oduna yanmak imiş,
Öyle bir geçer ki zaman.

Sağıroğlanım; Gün gelir,
Musalla taşın konulur,
Ne yaptığından sorulur,
Öyle bir geçer ki zaman.

Hacı İbrahim Sağır
07 Ocak 2011