“Mutluluğu geri kalmış olanlara” ithaf
Ey elleri öpülesi,
Ve değerleri isli camlar arkasında kalmış
Güzel insanlar..
Halâ mı, ömrün yokuşlarında tık nefes siniz?
Oysa her yokuşun yamacında
Park ve piknik yerleri vardır
Dinlensenize..ve bol bol eğlensenize..
Yoksa yine,
Uzun yıllardan beri bir türlü azaltamadığınız
İş, güç, kırtasiye ve mal, mülk peşinde misiniz?
Yetmedi mi, yorgunluklarınız, fedakârlıklarınız?
Çocuklar, yakınlar, dostlar ve çevre
Biraz da onlar sizi düşünsün.
Sizi de yaşamanız için dünyaya getirmediler mi?
Çayınızı halâ, kapalı yerde
Tek başınıza mı içiyorsunuz?
Bulamadınız mı bu yaşa kadar kafa denginizi?
Sahipsiz mi sevginiz, aşkınız?
Halâ yalnızsanız, çok yazık..
Bence hayat, ne ihtiras tranvayında bir yolculuktur
Ne de karavana söz ve davranışlardan ibarettir.
Hayat, her mevsimi, sindire sindire yaşamaktır.
Taksim –Tunel arası kadar kalmış bir ömrün,
Son caddesinde,
Vitrinlerin seyrine, ve alış veriş zevkine,
Eğlence ve mutluluğun doruklarına, dalmak dururken,
Halâ ne yapacağını bilememek,
Gelmeyen otobüsleri bekler gibi
Duraklarda çürümek,
Acımasızca vakit kaybetmek neden?
Halâ yalnız mı yürüyorsunuz parklarda?
Banklarda,yolcu vapurunda, deniz kenarında,
Tek başınıza mı oturuyorsunuz?
Birlikte dondurma, en son kimle yediniz?
En son ne zaman dansettiniz? Yoksa unuttunuz mu?
Oysa dans, hayatın ezeli ve ebedi, mutluluk valsidir.
Bir kadınla erkeğe en yakışan birlikteliktir, tıpkı düğün gibi..
Uygun bir salon aramayın,
Dans edilen her yerde dans edin,
Ta ki ayakta duramıyacak hale gelene kadar.
Çünkü, dinlediğiniz tango, son tango olabilir
Ve belki de devamı yoktur.
Yarını beklemeyin. En uygun gün, bu gündür..
Kayıt Tarihi : 11.1.2005 09:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.