Billur bir mermerin mihrabı gibi
Gözlerim eskinin yolunu tuttu
Varılmaz bir sefer tütsünün dibi
Gönlüm dev ihtiras, dünya bir kutu
Bu hırs ki çürüttü koca dünyayı
Zamanın sarrafı bir bol kepçeci
Hatıramdan çalıp sattı dün gece
Ben, düşünce denizinde gececi
Daldan dala salıp attı dün gece
Hırsız gibi dönüp durdum gizlice
Her bahar aynı fırtına
Her yeşillik duygu sana
Değer mi bunca sıkıntı
Değer mi bunca acıya
Kapris çek, boynunu bük
Bassın hala nasırına
Rabbim sınav dedi, düştüm dünyaya
Gönül gözüm doyamadı sevdaya
Perdeler çekili, geçit yok daha
Çölde kaldım, medet, aman sultanım.
Günah çok, setr etmiş yüce yaradan
Gâh yakar beni hasretin
Gâh boşluktadır kesretim
Gâh içimden çıkmaz kinin
Gâh sonsuza esaretim
Gâh bana kalır gördüğüm
Ne garip bir köyüm var,
Sonbahardır, tarlalar sürülecek
Amcam yağmur yağsın der,
Küçük oğlu istemez,
Babam bir çizme alsın
Ondan sonra yağsın der...
Başak elif gibidir, hiç sevmez eğilmeyi
Erdemli bilgeliğin tarifi belli
Gül nazlıdır, deniz çelebi
Mehtap aydınlatsa da geceyi
Güneşten özge değildir şulesi
Perdeyi çekme hemen
Işıkları kapama
Kapıyı sürgüleyip
Arkasına yaslanma
Evin dipsiz sokakta
Yol vermez hoyratlığa
Ey hayat, biz seninle
Barışık yaşamadık
Ben sığınmak isterken sakin limanlarına
Atıverdin sen beni
En azgın sularına
Murat alamadım hiç
Şu dar sokaklarda dalgın ve dargın
Geçişim sanadır ey güzel huylu
Ümitsiz gönlümde mahzun ve yorgun
Gidişim sonadır, ey ova köylü
Eviniz çift katlı, sokağınız dar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!