Az şarap, çok yalnızlık alıp yanıma
Uykunun kapısını tıklattım dün gece.
İçeride Kuş Cumhuriyeti’nin bilge kuşlarının toplantısı varmış.
Kapıyı az sonra açtı en küçük bilge kuş.
“İçeriye uç!” dedi aceleci bir sesle.
Uçtum.
En uca ilişip dinlemeye koyuldum.
Belli ki buraya gelmem tesadüf değildi;
Zaten tesadüf diye bir uçuş da yoktu.
Bilge kuş sıra bana gelince:
“Ahh cancağzım…” dedi,
“Sen de mi?
Sen de mi yara aldın yeryüzünden?”
Başımı öne eğip onayladım.
Bilge kuş, sesini kontrol eder gibi yapıp söze başladı:
“O zaman, bundan sonra hepiniz gökyüzünün kuşlarısınız.
Sizi orada kimse incitemez.
Yağmursa yağmura kanat;
Fırtınaysa fırtınaya niyet…
İnsanların olduğu yerde kanatlarımız tutsak.
Tutsaklığa bir defa yüz verdik, sayın kuşlar,
Ve sonuç ortada…
Kan revan bir kuş sürüsü olup çıktık.”
Uzun bir sessizlik…
“Hadi,” dedi,
“Tutuşun el ele.
Şimdi!
Uçun en yükseğe!
Kökleriniz kalbinizde,
Ama artık rotanız hep göklere…”
Uyandım sonra.
Kalbim hafif,
Yalnızlığımsa onlar uçtukça
hep çok kalabalık.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 21:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!