Kasabanın gençleri yaz tatilinde
Okulsuz bir köye okul yapmak istediler
Köy belirlenip gerekli izinler alındı
Hummalı bir çalışma başladı
Çoğusu küreği ilk defa alıyordu eline
Ama olsun çalışıp yapacaklardı okulu
Gerçek bumuymuş
Sen köşede kenarda mı kalmalıymışsın
Sen unutulur muymuşsun hiç
Uzak dağbaşı köyünde
Reva mıdır bunlar sana öğretmenim
Çocukların için çarpan
Bugün Yirmiüç Nisan
Bir güneş doğdu Ankara’da
O güneş Mustafa Kemalin gözleriydi
O güneş ki ışık saçmıştı Samsun’dan
O güneş ki şimdi toplamıştı herkesi Ankara’da
Geldiler hep bu ışığa geldiler Anadolu’dan
Sen ateşler içinde yanan
Elma elma diye sayıklayan
Talihsiz yavrum
Dağ başı burası bulunur mu elma
Bulsam almaz mıyım hiç
Elimde olsa, değil elma
Doğduğun ev yok
Doyduyun ev var artık
Büyüdüğün mahalle de yok
Yaşadığın semt var şimdi
Dün yok bugün var
Dün dünde kaldı
Ben dağ başında Çoban Ahmet
Ben yoksulum fakirim
Beş on kuruş için
Çoban dururum yıllar var ki
Kurt kapar kuzuyu
Hakkımı keser vermezler
Dokunma bana
Dokunsan ağlayacak gibiyim
Sorma hiçbir şey
Karı hasta
Çocuk hasta
Ben hastayım
İşte yine sonbahar
Hazan oldu şu gönlüm
Ümitlerim yine kayboldu
Seni özledim delicesine
Burnumda tütüyorsun
Ortada koskoca bir duman
Hızlı değil de
Hızlandırılmış tren yaptılar
Seksen yıllık raylar üstünde
Makiniste de hızlı sür dediler
O da ne yapsın emir kulu
Emir demiri kesermiş
Sarı gülüm papatyam
Duydum ki geziyormuşsun
Her yerde ulu orta
Gezmene gez tozmana toz
Bir şey dediğim yok
Ama iyi bak kendine



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!