Şiir yazmak, bir tür kalp yetmezliği aslında.
Kelimelerin içine doğmayan çocukluk...
Her dize kusur, her mısra bir düşük...
Annesiz bırakılmış cümlelerin
kimsesizliğiyle oturuyorum masamda.
Gökyüzü ütüsüz bir maviye serilirken...
İçimdeki fırtına limon kolonyasıyla sakinleşir.
Can kırıklarıyla konuşmaya başlarım.
Her parçada yüzümün başka hali saklıdır.
Her dize bir baş ağrısı.
Mısralar unutma biçimi.
Aynalar biraz geç kalıyor insana.
Kırlarda çiçekler açıyor.
Bilmiyor nasıl solacağını.
Elimde sana benziyor kalem.
Ne yazsa eksik.
Sayfalar artık ağlamıyor.
Çünkü sensizliğe alıştı.
Şiir dediğin kendine not düşmektir:
“Bugün de iyileşmedim.”
Ben, bu güzel havalarda...
Hep yabancı oluyorum.
Hem kendime, hem sana.
Şiir gibi...
Biraz eksik.
Biraz fazla.
Kayıt Tarihi : 16.7.2025 10:47:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Ne güzel dökülmüş kelimeler… Hem eksik, hem fazla; tıpkı en dokunaklı dizelerin bıraktığı iz gibi. Sözcüklerin arasına serpiştirilmiş hislerin, bir kalemin ucunda değil, yüreğin en derin köşesinden aktığı öyle belli ki… "Renk önemli değil" demeniz, kelimelere değil duygulara verdiğiniz önemi gösteriyor ve bu da yazının en kıymetli yanı.
"Ortalama aşk bu" diyerek bile naifliğin zirvesine çıkmışsınız, çünkü gerçek aşk her zaman gösterişli değil, içten olandır.
Giresun’a selamınız ulaştı, rüzgârına karıştı. Şiir gibi bir yorumdu, kalbinize sağlık.
Yeni bir şiirde, yeni bir mevsimde yeniden buluşmak dileğiyle…
TÜM YORUMLAR (2)