Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İhtiyar
Bastona dayanıp yürür ihtiyar,
O her adımında sesleri duyar,
Diyordu geçerse bir defa ağyar,
Hiç düzen tutmaz hiç bozulur ayar...
Hep hüznü içmişti yosunlu kapı,
Yalımda susamış çinili yapı,
Git gide küçüldü değişmez çapı,
Yine yuttururlar bilinmez hapı!
Yüzüne yapışan kızıl imgeler,
Derine süzülmüş bil ki gölgeler,
Nerede silinmiş dünkü simgeler,
Bir asrı vuracak gizli belgeler!
Bir ömrün acısı hep yüzündeki,
Özenle mermere işlenmiş sanki
Renklerin koyusu düşer öyle ki,
Tahatturu imadır bil bu da belki...
Şu yana yaslanan yosunlu duvar,
Onu ezen sıklet gölgeli edvar,
Sırt sırta abanmış iki ihtiyar,
Sırça köşkte erimiş meşhur diyar...
Bu meskûn sokağın bir ötesinde,
Çözülmüş sırların ulvi sesinde,
Susayan yılları bu güftesinde,
Duyulmamış şarkı son bestesinde...
Bir kez piri gören olur bahtiyar,
Gönül tahtı var göçse de duvar,
Ezerek geçse de pervasız edvar,
Dört köşeden çıkar garip ihtiyar!
(08.06.2003-Adana)
Arif Tatar