Estetik Kaygılardan Geriye Kalanlar

Mehmet Habip Güney
28

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Estetik Kaygılardan Geriye Kalanlar

En iyisi hiçbir şey bilmemek. Bu da hiç olmamakla mümkün. Kafanın içi doluymuş ve derin boşluğa hasretmiş, kimin umurunda? Gemi limanda sallanan mendilleri görmüş, raf romanları kaybolmuş, ormanı yakmışlar, sessizlik şimdi yokmuş... Aramadıkça beynimin içini dolduran şu hüzün, ortalıkta aylak gibi gezip yemini yavrusuna taşıyan kuşçasına aç ve çaresizce, sadece doğası gereği demeden, vicdanını oraya kimin koyduğunu bilmeden, son güçlerini kanatlarına adarcasına dönmemi bekliyormuş. Ama yok... Bu böyle döngü içine girdikçe, içimi kemiren farelere peynirini vermek için elimi cebime her attığımda, boşluğu hissedercesine hasret kalıyorum gitmelerine. Bir şeyleri değiştirmek artık beni yoruyor, alıyor gücümü benden. Yorulmak, kozasında derdini bırakan kelebekçesine özgür kılıyor beni. Yaşamak bu kadar zor olmamalı. Geç kalıyorum her zaman doğruya ve peşimden ardı sıra yanlışlar getiriyorum. Onların acılarını çekiyorum. Hüznümü onlarla besliyorum. Şimdi öldürüyorum hepsini ve kimse bunun için gelip hesaba çekmeyecek vicdanımı. Ardımda bıraktığım çöplükler bir yığın. Gözüm kapalı ateşe veriyorum hepsini. Olgunlaşıyorum, değmeyecek hüzünleri içime doldurmayı bırakarak.

Bırakmıyor peşimi, insanları deneme, kendimce bir sınava koyup sınıfta bırakma isteği. Biliyorum, delirmek üzereyim. Çünkü çekip kulaklarından alamıyorum aklımı karşıma ve konuşmak için fırsat bulamıyorum. Kapatıp gözlerimi, dünyamı ona anlatamıyorum. Beni dinlemiyor, farkındayım, farkındalık ile kalıyor... Aklım, çelimsiz, kara kuru bir tene yenik düşecek değil. O yeni doğmuş çocuk değil. Konuşamıyorum diye beni anlamayacak değil. Olgun, biliyorum ama yaşlı da değil. Şimdi beni selamlamak ve birkaç kelimeyi alıp avucuma koymaktan başka işi yok. Çektirip burnumu, kulaklarıma dert koyup anlamsız şekilde beni üzüyor. Akılsız başım... Bir de şu göğsüm sıkışınca yerine gelse ya. Kendim için başka bir şey istemiyorum. Birinden kurtulsam yenisi hazırda bekliyor. Kalbim her an duracak gibi. Beni ayağımdan prangalı bir şekilde gezdiriyor avluda. Kusup atmak istiyorum içimden. Çünkü kimse gelip o tokadı atmıyor artık. Üzüntü vermek için gitmemeliyim hiçbir yere. Hâlâ gözlerim doluyor. Sağımdaki insan, solumdakine benzemiyor ve hepsinin insanlık ile arasına mesafeler girmiş. Uçurumlar var. İşte bu anlattıklarım rafta eskimiş romanlar. Gemiden limana sallanan mendiller. İçimde yanıp kül olan bir orman ve işte bunlar içimdeki sessizlik. Her insan kör gelir dünyaya. Beklemek aciz insanların işidir. Kalkıp bir şeyler yapmalı. Hiçbir zaman öldürmemeli içindeki çocuğu ama onu herkesle tanıştırmamalı. İnsanlar ile kalabalıklaştırılmış bir dünyada yapayalnız ve kaybolmuşken kışın ortasında bir gamzeli güle içim gidiyor. Yalnızlığımla hiç kimseyken, buğday tanesinden insan olmayı öğrendim. İnsan kalmak artık elimde değil.
2019'

Mehmet Habip Güney

Mehmet Habip Güney
Kayıt Tarihi : 9.12.2025 08:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!