Kalemler kıskanır seni...
Mısralar utanır adının geçtiği dizelerde.
Konuştuğunda dünya biraz daha gerçek olur…
Şair sustuğunda baharlar solar içinde.
Karanlık bile eğildi yıldızların cenazesinde.
Ayın alnında mühürsüz bir gece.
Yanağında uyuyan göçebe yağmur.
Her damlan bin acıyı doğurur.
Birini incitmeden geçemezsin içinden.
Aşk...
Kelimeler sustuğunda gözlerdeki anlam…
Ellerin, henüz yaratılmamış alfabenin ilk harfi.
Tutmazsan düşer kelimeler....
Düşer bütün hevesler...
Yaşam bile inkâr eder kendini.
Gülüşünle delinmişti gece.
Yaramın sızıntısıydı ahlarım sana.
Ben sevmekten hiç vazgeçmedim.
Ellerimle ölümler arıyorum hâlâ.
Artık kime ağladığımı bilmiyorum.
Sensizlik kolaydı aslında.
Zor olan, seninle dolu bu suskunluk.
Dünyayı omuzlamak gibi...
Kelimeler sana çarpıyor bu gece.
Geri sekip içime batıyor.
Harflerin beli bükük....
Cümlelerin nabzı zayıf...
Adın sarsıntılar yaratıyor dilimde.
Seni düşünmek, çekmecemi açmak gibi.
Ne çıkacağını bilmeden…
Belki kırık bir toka....
Belki çürümüş çiçek....
Ya da sesi unutmuş bir ninni.
Yarısı içilmiş cümleye dönüşemeyen özneden.
Defterimin kenarında kan kırmızı haritalar.
Rotasını yitirmiş hayallerin tedirginliği.
Kulaklarımda eski bir melodi salınıyor.
Camdan gövdeler geçiyor üzerimden.
Anılar geçmiyor, yankıya dönüşüyor.
Kurumuş dallarda asılı fotoğrafın.
Tırnak aralarımda eski harfler…
Ayak izlerim mektup zarfında yaşıyor.
Asılı çığlık elleri boğazımda...
Susuyor sokak lambaları.
Duvarlar kusuyor çocukluğumu.
“Keşke” demeyi öğretti biri bana.
Kayıt Tarihi : 26.6.2025 12:04:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!