Mısrâ' dizmek revâ mıdır
Ağlarken Afgan'lı çocuk.
Sözler derde devâ mıdır
Ağlarken Afgan'lı çocuk.
Bir diyâr ki sisle dolmuş
Bu hasret çıkmazında
Hayâller sürgün olmuş.
Emeller, son yazında
Güneş emsâli solmuş.
Ölümsüz ülkümüzde
Bir güvercin kondu kırgın evlere;
Asrın ötesinden motif serdiler.
Baktılar yükselen zevksiz devlere
Solgun nakışlarla gülüverdiler.
Sabah ıpıl ıpıl gezerken rüzgâr
Hediyenin güzeli bir hoş kelâmdır bize
Hoş kelâmdan gerisi keder ve gamdır bize.
Gönüller fethedecek bâkî dostluk isteriz
Fânîliğe güneş de doğsa akşamdır bize.
Sıdk ağacını kesen uğruyu doğru sandım,
Gölgesine 'melcedir' diyeni uğru sandım.
Lezzetinin idrâki herkesin kârı değil,
Meyvesini çalanı ma'sûm bir yavru sandım.
Bir sabah ezânı karanlıkları
Bertaraf ederek yankılanırken
Nicedir gözü uykuya varmamış
Bir mü'min yerinden doğruldu. Derken
Şavk şavk atıyordu şafak. Gecenin
Iztıraplı yüzü ağarıyordu.
Nûr getir bize ne olur
Çile çiseleten yağmur.
Nice zaman yalnız kaldı
Ahzân hânesinde billûr.
Mü'min yeridir
Câmi'lerimiz.
Şerden berîdir
Câmi'lerimiz.
Susuza sebîl
Büyüyünce belki gözün kurtulamaz nemden
Çocuk duygularınla al feyzini şebnemden.
Kurduğun pembemsi dünyâ rüzgârı görmesin
Ne bir selden yıkılsın ve ne de bir depremden.
Gönle rahmet rahmet yağıyor yağmur
İdrâk eden olmaz, ıslanmak nedir.
Yağmurun altında demir pas olur
Bir de çeliğe sor, paslanmak nedir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!