Sen meyvayı dalda görürsün
Ben tohumda
Seni deniz boğar
Beni damla
Önce şakacıktan başladı herşey
Şakacıktan güldük birbirimize
Büyük kalabalıkların yalnızlığında
Şakacıktan birleşti ellerimiz
Ayrı ayrı yollara yolcu iken
Taşa baksan taş görürsün
Ağaca baksan dal görürsün
Yaprak-yaprak, çiçek-çiçek
Ama dal
Gözlerime baksan
Yolcu yolunda gerekir Abbas
Bak nereden başlasak güne nafile
Sen ayrılıkların şairisin
Haydi en içli şarkını söyle
De ki
Eskidi ayaklarım altındaki yer
Üstümdeki gök eskidi
Eskidi ayni çember içinde zaman
Yuvarlanadurmaktan
Kalmadı hiçbir mesafede sır
Sen doğduğun gece tosunum
Ne melekler indi gökten
Ne toplarla selamlandı gelişin
Ortasında zifiri karanlığın
Bir garipçeydi beklenişin
Bu akşam bir garib hali var günün
Gök kanamamış aydınlığına
Dal kaybettiğine üzgün
Toprak doyamadığına
Hatırladım sözünü falcı kadın
Çözüldü yaprağın gizlediği sır
Salkım-salkım donandı asma dalı
Gönlüm arzulu bir yaz akşamıdır
Gel ki toprağın doldurduğu çile misali
Sona erdirelim hasreti
Nasıl yaşayamazsa balık havada
Ve kuşlar suda nasıl
Öylesine can veririm her gece
Sensiz gelen uykularda
Mısra-mısra türkülerde ağlarsın
Kara bahtın, kem talihinden tutturur
Dolarsın kaderi ayaklarına
Zehir zıkkım edersin yaşamayı
Anadolum, yüreğimi dağlarsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!